“Sen bunu niçin üzüyorsun?”

“Sen bunu niçin üzüyorsun?”

“Sizden tahliyemi kim istedi?”

Trablus’ta yetişen velilerden Muhammed Cisr hazretleri, bir ara İstanbul’a gitti. İstanbul’dayken Mekke Şerifi Abdülmuttalip, bu büyük veli zâtı üzmüştü. O gece rüyasında Şerif Abdülmuttalip, Peygamber Efendimizi, Muhammed Cisr’in elinden tutmuş olarak gördü. Sevinip onlara yöneldi. Hemen yanlarına gitti. Lâkin Resûlullah Efendimiz, mübarek yüzünü çevirdi ondan. Şerif Abdülmuttalip; “Yâ Resulallah! Mübarek yüzünü benden niçin çeviriyorsunuz?” diye sordu. Zira çok üzülmüştü! Çok da merak etmişti. Resûl-i Ekrem, Muhammed Cisr’i işaret ederek; “Bunu niçin üzüyorsun? Sen benim evlâdım isen bu da benim evlâdımdır” buyurdu. O anda uyandı… Hatasını anladı… Sabah olunca hemen Muhammed Cisr’in yanına gitti. Gördüğü rüyayı anlatıp kendisinden af diledi. ● ● ● Bir gün bu zata “Dünyada en güzel şey nedir efendim?” diye sordular. Buyurdu ki: “Dünyada en güzel şey, dünyaya düşkün olmamaktır.” Bir gün de bu zata; “En kıymetli maden nedir efendim?” diye sordular. “Altındır” buyurdu. Sordular yine: “Peki, altından kıymetli olan nedir?” Buyurdu ki: “O altını bir muhtaca vermektir.”