Ölüm meleği hazreti Azrâil, Resûlullah efendimize cevâben dedi ki: “Müjdeler olsun yâ Resûlallah! Ben her bir mümine rıfk ve yumuşaklıkla muamele ederim.” Ekin ekme, tohum atma yeri dünyadır. Ekin ekmeden mahsul beklemek, akıllı kimsenin yapacağı iş değildir. İnsanın, öldükten sonra Allahü teâlâya ibâdet etmesi mümkün olmaz. Ne yapılırsa hayatta iken bu dünyada yapılır. Ölüme ve ölüm meleğinin gelişine ancak bu dünya hayatında hazırlanılabilir. Öyleyse onu dâima hatırlamaktan hiçbir an geri kalmamalı. Resûlullah efendimiz, Ensâr’dan bir kimsenin başı ucunda ölüm meleğini gördü. Ona hitâben dedi ki: – Ey ölüm meleği! Dostuma rıfk ve iyilikle muamele et. Zîrâ o bir mümindir. Ölüm meleği hazreti Azrâil cevâben dedi ki: – Müjdeler olsun yâ Resûlallah! Ben her bir mümine rıfk ve yumuşaklıkla muamele ederim. Ben insanoğlunun ruhunu kabzederim. Ruhunu aldığım şahsın âile efradından birisi, yüksek sesle bağırır, çağırır ağlarsa, vâh ederse, derim ki: “Bu feryat niye? Allaha yeminle söylerim ki, biz ona zulmetmedik. Ecelini geriye bırakmadığımız gibi öne de almadık. Onun ruhunu almakta bizim bir günâhımız yoktur. Sizler, ey bu ölünün yakınları! Eğer Allahın hükmüne rıza gösterirseniz, ecrini alırsınız. Yok, O’nun hükmüne razı olmaz, ah-u figan ederseniz günaha girersiniz. Sizin bize bir kapınız, bir merdiveniniz yoktur. Fakat biz size mutlak yine geleceğiz. Sakının, sakının. İster karada olsun, ister denizde, ister kalın duvarlı evlerde bulunsun, isterse çadırlarda. Hiçbir âile efradı yoktur ki, mutlaka onların yüzüne dikkatle bakmış olmayayım. Hatta öyle ki, onların küçüklerini de büyüklerini de tanırım. Her birini şahsen tanırım. Allaha yeminle söylerim yâ Muhammed, ben şânı yüce olan Allahın emri olmadan bir sivrisineğin ruhunu bile kabzedemem!..” *** Bir defasında Peygamber efendimiz, gülüp oynamakta olan bir topluluğu gördü. Onlara hitâben buyurdu ki: – Eğer sizler, zevk ve eğlenceyi yok eden şeyi çok çok anmış olsaydınız, bu gördüğüm durumda olmazdınız. O, sizi meşgul ederdi. Böyle gülüşüp durmazdınız. Sonra da buyurdular ki: – Zevk ve eğlenceleri yok eden şeyi, yani ölümü çok anınız… Kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur. Süfyân-ı Sevrî hazretleri, yanında ölümden bahsedildiği zaman, bunu takip eden günlerde uzun müddet kendisine gelemez ve bir şey sorulduğunda; – Bilmiyorum, bilmiyorum… derdi. Bir hikmet ehli zât şöyle der: “Akıllı olan üç şeyi hatırından çıkarmaz: 1- Dünyanın fâniliğini, zevklerinin geçici olduğunu. 2- Ölümü. 3- Mâruz kalmaktan emin olmadığı felâketleri. Allahü teala encâmımızı hayreylesin ve cümlemize iman selameti versin…
“Müjdeler olsun yâ Resûlallah!”
“Müjdeler olsun yâ Resûlallah!”