Milletvekili olarak Serdengeçti

Milletvekili olarak Serdengeçti


“Milletvekili Serdengeçti’nin konuşmalarını merak edip, ben de, bu ziyarete katıldım…”   Hemşehrimiz olan ve “Serdengeçti” adıyla tanınan, Osman Yüksel, Adalet Partisinin Antalya Milletvekilleri aday listesinin 4. sırasında yer almıştı. Park’ta yapılan açık hava toplantısında “siz oy verseniz de, vermeseniz de, Müftü Salim Yüksel’in oğlu Osman, milletvekili seçilecek. Ama oy vermezseniz; Serdengeçti’yi Akseki’de seven yokmuş; diyecekler… İlk maaşlarımla, Kız Enstitüsünün bitişiğindeki babamın tarlasına bir öğrenci yurdu yaptıracağım. Yaptırmazsam, yüzüme tükürün” diye konuşmuş, yıllar sonra,  kendisi gibi milletvekili olacak olan genç Tayfur S. ile tartışmış savcılığa şikâyette bulunmuştu. Osman Ağabey, tahmin ettiği gibi milletvekili seçilmişti. Milletvekili sıfatıyla, Ankara’dan Akseki’ye ilk dönüşünde kendisini tebrik etmek,  Meclis izlenimlerini öğrenmek için,  kendisine seçim sürecinde destek veren, Mustafa A., Çingiloğlu Şevki Ş.,  Ahmet E. gibi yöremizin ileri gelenlerinden birkaç kişinin ona ziyarette bulunacaklarını öğrendim. Milletvekili Serdengeçti’nin konuşmalarını merak edip, ben de, bu ziyarete katıldım. Baba evinin geniş misafir odasına buyur edildik. Kış başlangıcı, sobalar yakılmaya başlanmıştı. Soba yanmıyordu; daha önce yanan meşe odunu kül dolu mangala kor olarak çıkartılmıştı. Odanın soğuk olmadığını söyledi ve mangalı önüne çekip, maşa ile karıştırılınca, kor parçaları loş odayı ışıtıyordu. Hoş beşten sonra, meclisi, meclistekileri eleştirdi. Bizlerin yeni hizmet vaatlerini duymak istediğimizi tahmin etmiş olacak ki; “Şu bizim öğrenci yurdu vaadim vardı ya, düşündüm taşındım. İsterseniz yüzüme tükürün, yapamayacağım” dedi. Soğuk oda, daha da soğudu… Evden ayrıldık ama yol boyunca Mustafa Dayı, en çok  sobayı yaktırmayıp önüne mangalı çekmesini eleştirdiyse de, Aksekili milletvekilinden beklentilerinin gerçekleşmeyeceğini anlamış, umutlarını yitirmişti.      Mekânlar… Kullanım amaçları değişen taşınmazlar… Geçmişte kalan anılara şahit olan yapılar… “Şu duvarlar bir konuşsa…” diye başlarız konuşmalara da, bizler anlatmazsak, konuşmaz ki, duvarlar…        Anılarda Akseki’den/İ. Ekmekçi-Antalya