Bronşlar

Soluk borusunun ikiye ayrıldığı yerden başlayıp, çapları bir milimetre oluncaya kadar dallanarak devam eden, çeşitli çap ve uzunluktaki nefes boruları. Trakeas denilen soluk borusu 10-12 cm uzunluğunda olup, gırtlak ile ana bronşlar arasındadır. Soluk borusunun ikiye ayrıldığı yere tıp dilinde "Bifurcatio trachea", yâni çatallanma soluk borusu yeri adı verilir. Bu…

devam oku

Mevlânâ Hamîd-i Bingâlî

Evliyânın büyüklerinden. Hindistan’ın Bingâl vilâyetinin Mengelkût kasabasındandır. Kısa zamanda tefsîr, hadîs, fıkıh gibi ilimlerin yanısıra, zamânın fen ilimlerini öğrendi. Hamîd-i Bingâlî, memleketinden zâhirî ilim tahsîli için Lâhor’a gitmişti. İlim tahsîlinden sonra memleketine dönerken Ekberâbâd’da, önceden tanıştığı müftî Mevlânâ Abdurrahmân ile buluşup, birkaç gün, birlikte sohbet ettiler. Hamîd-i Bingâlî tasavvuf büyüklerinin…

devam oku

Maslahat

Bir işin hayırlı, iyi olmasına vesîle olan şey. Çoğulu, mesâlih’tir. Maslahatın zıddı mefsedet yâni bozukluktur. İslâm hukûku, maslahatları nazar-ı îtibâra almış, hükümleri bunların üzerine koymuştur. Bir maslahatın dînen makbûl olabilmesi için şu şartların bulunması lâzımdır: 1- Bir şeyin maslahat olduğu kat’î (kesin) olarak bilinmelidir. 2- Umûmî (genel) olma lı, husûsî…

devam oku

Mevlânâ Kâsım Ali Bedahşî

Hindistan’da yetişen büyük velîlerden. İsmi, Mevlânâ Kâsım Ali Bedahşî olup, önceleri Hâce Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin talebelerinden iken, terbiyesi ve bu yolda yetişmesi, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine havâle olunanlardandır. Doğum ve vefât târihleri tam olarak tesbit edilememiş ise de onyedinci asrın ortalarında vefât etmiş olduğu bilinmektedir. Mevlânâ Kâsım Ali önceleri Hâce Muhammed…

devam oku

Bulaşıcı Hastalıklar

Hastalık yapıcı herhangi bir yolla insana geçme özelliğindeki mikropların veya parazitlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkan hastalıklar. Hastalığı yapan organizmalar, virüsler, bakteriler, riketsialar, mantarlar olabilir. Bütün bulaşıcı hastalıklar bir veya birkaç yolla insana geçebilme özelliğindedir. İnsandan insana, hayvandan insana olduğu gibi, topraktan insana da bulaşma husûle gelebilir. Bulaşma şekillerinden başlıcaları şunlardır:…

devam oku

Ma’sûm

Suçsuz, günahsız. Günâh işlemekten korunmuş kimse. (Bkz. İsmet) Peygamberler hakkında bilip inanmamız gereken sıfatlardan birisi de İsmet’tir. Yâni Peygamberler büyük ve küçük günâhlardan ma’sûmdurlar. Hiç günâh işlemezler. İnsanlardan ma’sûm olan yalnız peygamberlerdir. (Kutbüddîn-i İznikî) İnsanlar içinde ruhları en yüksek ve en olgun olanlar peygamberlerdir. Bunlar hatâ etmekten, şaşırmaktan, gafletten, hıyânet…

devam oku

Bunama

Bilhassa yaşlılıkta tedrîcen (yavaş yavaş) meydana gelen ve aklî gerilemeyle orantılı bir hâfıza kaybı. İhtiyârlık bunaması (dementia senilis); 65-70 yaşlarında, evvelâ zekâ melekelerinde durgunluk, bencillik, korkular, kavgacılık, huzursuzluk, cinsî arzularda artma ile başlar. Yeni öğrenilen hâdiselerin unutulması ile başlayan hâfıza kusuru, gittikçe artar. Hiç tanımadığı kimseleri tanıdığını zanneder, tanıdığı kimseleri…

devam oku

Mâşâallah

Beğenilen şeyler görüldüğünde söylenilen; "Bu, Allahü teâlânın dilediği ve ihsân ettiği şeydir" mânâsına mübârek bir söz. Nazarı değen kimse, hattâ herkes, beğendiği bir şeyi görünce, mâşâallah demeli, ondan sonra söylemelidir. Önce mâşâallah denirse nazar değmez. Nazar değmesi haktır. Yâni göz değmesi doğrudur. Bâzı kimseler bir şeye bakıp, beğendiği zaman gözlerinden…

devam oku

Mâtem

Ölünün arkasından ağlama; yas tutma. Mâtem tutan kimse, ölmeden tövbe etmezse, kıyâmet günü şiddetli azâb görecektir. (Hadîs-i şerîf-Müslim) İnsanı küfre sürükleyen iki şey vardır. Birisi, bir kimsenin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için mâtem tutmaktır. (Hadîs-i şerîf-Müslim) İslâmiyet’te mâtem tutmak yoktur. Peygamber efendimiz mâtem tutmayı yasak etti. Eğer mâtem tutmak olsaydı,…

devam oku