Nalıncı Mîmî Dede
Melâmî yolu büyüklerinden olan Mîmî Dede on altıncı yüzyılda yaşamış, 1592’de vefât etmiştir. Türbesi, İstanbul Unkapanı’nda Cibâli’ye giderken, Üsküplü Caddesi üzerinde, Haraççı Kara Mehmed Câmii karşısındadır.
Melâmî yolu büyüklerinden olan Mîmî Dede on altıncı yüzyılda yaşamış, 1592’de vefât etmiştir. Türbesi, İstanbul Unkapanı’nda Cibâli’ye giderken, Üsküplü Caddesi üzerinde, Haraççı Kara Mehmed Câmii karşısındadır.
2000 metreden daha yükseklere çıkan şahıslarda ortaya çıkan bir takım rahatsızlıklar. Yükseklere çıkıldıkça hava basıncı düşer ve buna bağlı olarak oksijen miktarı azalır. Adapte olabilecekleri zamandan daha kısa sürede yüksek rakımlara çıkan kişilerde oksijen azlığının rahatsızlıkları ve belirtileri görülür. Bebekler, çocuklar ve âdet öncesi safhada kadınlar dağ tutmasına daha…
Büyük velîlerden. On yedinci yüzyılın ikinci yarısında ve on sekizinci yüzyılın başında yaşamış olup, Halvetiyye yoluna mensuptur. Kastamonulu Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin torunlarındandır. Babası Sipâhî Seyyid Nasûh Beydir. İsmi Muhammed, babasının ismine nisbetle Nasûhî, Üsküdar’da doğup yaşadığı için Üsküdârî nisbeleriyle meşhûr olmuştur. Doğum târihi bilinmemektedir. Ancak 1647 (H.1057), 1648 (H.1058)…
Kalp ile dokular arasında kan iletimini sağlayan boru şeklindeki yapılar. Damarlar canlı yapılar olup, ihtivâ ettikleri bağdokusu, kas ve bu kasları harekete geçiren sinirleri ile birbirini tamamlar şekilde çalışırlar. Böylece dokulara gidecek kan miktarını ayarlamada kalbe yardımcı olurlar. Damar denildiği zaman genellikle bu isim altında kan damarları, yâni atar…
Tefsîr âlimlerinin yaptıkları tefsirlerin (açıklamaların) ışığı altında, âyet-i kerîmelere verilen mânâ, açıklama. Kur’ân-ı kerîm gibi ilâhî belâgat ve î’câzı (kimsenin benzerini söyleyemeyeceği bir vasfı, özelliği) hâiz (sâhib) bir kitâb yalnız Türkçe’ye değil, hiçbir dile hakkıyle çevrilemez. Kur’ân-ı kerîmin nazm-ı celîlini, aslındaki i’câz ve belâgatını muhâf aza ederek tercüme etmek mümkün…
Hâlidî yolu şeyhlerinden. Karacasu’lu olup asıl adı Ahmed’dir. İyi bir tahsilden sonra Rumeli Kazaskerliğine kadar yükselmiş ve bir müddet de Hâlidî Dergâhı şeyhliğini yürütmüştür. 1900 yılında vefât etmiş olup Fâtih Câmiinin kıble tarafındaki kabristanda medfundur.
Kronik alkoliklerde fazla alkol alınması veya birdenbire kesilmesi yâhut da bâzı uyarıcı sebeplerin (travmalar, zehirlenmeler, ağır infeksiyonlar gibi) katılmasıyla beliren akut organik beyin sendromu. Hastalık ilk olarak Thomas Suton tarafından 1813 yılında târif edilmiştir. Genellikle 30 yaşının üstünde görülür. Belirtileri: Baş ağrısı, ateş, terleme, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal, çarpıntı,…
Sözün yerinde kullanılmasından, hâle, duruma göre uğrayacağı değişikliklerden bahseden ilim. (Bkz. İlm-i Meânî)
Vücudun koruyucu dış tabakası ve ayrıca birçok görevleri olan bir organ. Deri vücudun en büyük organlarından biri olup, vücudun yedide biri ağırlığında ve yaklaşık 1.7 m2 sathındadır. Deri, sıcağa, soğuğa, ağrı ve temâsa karşı duyarlıdır. Bakterilere karşı da dirençli olan deri iki kattır. Üstte olan deri katı “epidermis” adını…
Irak evliyâsından. İsmi, Ma’rûf bin Abdurrahmân bin Abdülkâdir Nerkisecârî’dir. 1863 (H.1280) târihinde Nerkisecâr’da doğdu. 1912 (H.1331) târihinde Süleymâniye’de vefât etti. Cenâzesi Ahmed Berende’ye getirilip mescidinin civârında defnedildi. Ma’rûf Nerkisecârî okuma çağına gelince, ilk önce Kur’ân-ı kerîmi hatmetti. Arapça öğrenip öncelikle okunması gereken kitapları okudu. Halebçe’de Câmi-i Kebîr’de Şeyh Mahmûd Müftî’den…