Nabi

Osmanlı şâiri ve velî. İsmi Yûsuf’dur. Nâbî, evliyâlar ve enbiyâlar şehri olarak bilinen Rûha (Urfa) da 1642 (H.1052) senesinde doğdu. 1712 (H.1124) senesi Rebî’ül-evvel ayının üçünde Cumartesi günü vefât etti. Üsküdar’daki Karacaahmed kabristanlığına defnedildi. Kabri, Sultan İkinci Mahmûd ve Sultan İkinci Abdülhamîd Hân devirlerinde tâmir edildi. Nâbî’nin yirmi beş yaşına…

devam oku

Mahmud

1. Övülmüş, övülen. Kalbin mahmûd hâlleri; sabır (Allah’tan gelenlere tahammül etmek), şükür (her nîmeti Allahü teâlâdan bilmek), havf (Allah’ın azâbından korkmak), recâ (Allah’ın rahmetini ümîd etmek), rızâ (Allah’tan gelenlere boyun eğmek, hoşnûd olmak, kadere karşı g elmemek), zühd (dünyâya düşkün olmamak), takvâ (haramlardan kaçınmak), kanâat (elinde olana râzı olup, daha…

devam oku

Mecnun

Deli. (Bkz. Cünûn ve Deli) İmâm-ı Ali Rızâ hazretleri Nişâpûr’a gelince, Ehl-i sünnetten yirmi binden çok âlim ve talebe kendisini karşıladı. Dedelerinden gelen bir hadîs-i şerîf okuması için yalvardılar. İmâm hazretleri, bütün dedelerinin isimlerini sayarak, şu kudsî hadîsi o kudu: "Lâ ilâhe illallâh kal’amdır. Bunu okuyan, kal’ama girmiş olur. Kal’ama…

devam oku

Mahbub

Muhabbet edilen. Sevilen, sevgili. Muhammed Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem mahbûb-i Rabbülâlemîndir. Allahü teâlânın sevgilisidir. (İmâm-ı Kastalânî) Sevgiliden gelen her şey mahbûbdur. (İmâm-ı Rabbânî)

devam oku

Mâlik

1. Sâhib olan, mülk edinen. İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne dört kişi mâlik oldu. İkisi mü’min ikisi de kâfir idi. Mü’min olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleymân (aleyhimesselâm) idi. Kâfir olan ikisi de Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak yeryüzüne benim evlâdımdan biri, yâni Mehdî de, mâlik olacaktır. (Hadîs-i şerîf-Alâmet-ül-Mehdî) Her…

devam oku

Mazlum

Zulme, haksızlığa uğramış kimse. Üç kimsenin duâsı muhakkak kabûl olur. Mazlûmun, misâfirin ve ana babanın. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) Kafir bile olsa, mazlûmun duâsı red olmaz. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) Mazlûmun bedduâsından korkunuz. Çünkü onunla Allahü teâlânın arasında bir perde yoktur. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) İyi bir müslüman olarak ölüme hazır ol! Mazlûmların bedduâsından çok sakın…

devam oku

Mefhûm-ı Muvâfık

Lafızda (sözde) zikredilmeyen mânânın bizzat zikredilen mânâya hükümde uygunluğu. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Ana-babaya öf bile deme. (İsrâ sûresi: 23) Âyet-i kerîmede zikredilen ana-babaya öf demek yasaklandığı gibi mefhûm-ı muvâfık ile onları dövmek ve sövmek de yasaklanmıştır. (Molla Hüsrev)

devam oku

Osman Et-Tavilî

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinden ve zamânındaki büyük velîlerden. İsmi Osman Sirâceddîn’dir. Osman et-Tavilî ve Sirâceddîn-i Evvel adlarıyla da meşhûr olmuştur. Babası, Hâlid bin Abdullah, annesi Halîme Hanımdır. Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hüseyin’in neslinden olduğu için Hüseynî, Tavila köyünde yerleştiği için Tavilî nisbeleriyle de anıldı. 1781 (H.1195) senesinde Irak’ta Cebel-i…

devam oku

Defibrilasyon

Özel bir elektrik cihazı ile kalbe doğru akım vererek kalp kasındaki düzensiz titreşimleri giderip kalbin normal bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik bir işlem. Bu işte kullanılan cihâza “defibrilatör” denir. Defibrilasyon prensibi, kalbe uyarılma durumu ne olursa olsun, kalp kası liflerinin tamâmını birden etkileyen bir uyarı göndermektir. Böylece bütün kalp kası…

devam oku