Berâât Satışı

Zekât toplayan âmillerin (memurların), köylüden alacakları zekât ve uşrun cins ve miktârını gösteren ve berâât adı verilen senedlerin satışı (Bkz. Bey’) . Berâât satışı câiz değildir. Zîrâ verilen senetlerdeki yazılı mal mevcûd değildir. (İbn-i Âbidîn).

devam oku

Berâet (Berât)

1. Temize çıkarmak. Bir şahsın, hakkında iddia edilen suçtan uzak olduğunun veyâ işlediği söylenilen suçun gerçekte suç olmadığının anlaşılması. Allahü teâlâ dört kimseyi dört şeyle töhmetten (iftiradan) berât ettirmiştir. Yusuf aleyhisselâmı şâhitle, Mûsâ aleyhisselâmı elbisesini taşıyan taşla, hazret-i Meryem’i çocuğunu konuşturmakla, hazret-i Âişe’yi Nur sûresi 26. âyet-i kerîmesiyle berât ettirmiştir.…

devam oku

Berzâh Âlemi

Dünyâ ile âhiret arasındaki âlem; kabir âlemi. Berzâh âleminde ölülerin hâli, dirilerin hâli gibi değildir. Dünyâ hayâtında hem his (duygu), hem de irâde (istek) ile hareket vardır. Berzâh hayâtında ise, hareket etmek lâzım değildir, elem (acı) ve azâb duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. (Ahmed Fârûkî) 2. Tasavvufta âlem-i misâle verilen…

devam oku

Bey-i Bâtıl

Sahih olmayan, yâni dînen bulunması lâzım gelen şartların hepsi veyâ bir kısmı bulunmayan alış veriş. (Bkz. Bâtıl)

devam oku

Bey-i Mekrûh

Aslı ve sıfatı İslâmiyet’e uygun ise de kendisine dînin yasak etmiş olduğu bir şey karışmış olan satış. Satın almıyacağı bir malın fiyatını, başka müşteriler arasında yükseltmek, iki kişi bir malın fiyatında uyuşmuş iken bu malı, daha yüksek fiyatla satın almak istemek Bey’-i mekrûhdur.

devam oku

Beyân

Açık olmak, açıklamak, bildirmek. Konuşma, yazma, anlama, anlatma, ifâde etme. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: (Allahü teâlâ) insanı yarattı. Ona beyânı öğretti. (Rahmân sûresi: 3-4) Beyânın öylesi vardır ki büyüleyici bir tesire sâhiptir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî) Beyândan bilmediklerimizle bizleri nîmetlendiren Allahü teâlâya hamd olsun. ( Ahmed Mekkî Efendi)

devam oku

Beyyine

Açık delîl. 1. Kur’ân-ı kerîm. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: (Ey Mekkeliler! Bu kitâbı, Kur’ân-ı kerîmi) "Bizden evvel kitap yalnız iki taifeye (yahûdî ve hıristiyanlara) indirildi. Biz ise (konuştuğumuz dilde olmadığından) onu okumaktan gâfilleriz" dememeniz için yâhut; "Bize de kitab indirilseydi, muhakkak onlardan daha fazla hidâyete ererdik" dememeniz…

devam oku

Bî’at (Bey’at)

1. Sözleşme, söz verme, teslimiyet. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Ey Resûlüm! Mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, kız çocuklarını öldürmemek, herhangi bir iyilik husûsunda sana isyân etmemek üzere, seninle bî’atleşmeye geldikleri zaman bî’atlerini kabûl et. Onlar için Allah’tan mağfiret (günahlarının affını) dile.…

devam oku