Delk

Oğmak. Abdestte ve gusülde, yıkanan yerleri oğmak. Delk, Hanefî mezhebinde abdestin sünnetlerindendir. (İbrâhim Halebî) Mâlikî mezhebinde abdeste ve gusle başlarken niyet etmek, abdestte ve gusülde her uzvu delk ve muvâlât (uzuvları aralıksız yıkamak) ve gusülde saçı hilâllemek, parmakları saçların arasına sokup ıslatmak farzdır. (Abdurrahmân Cezîrî)

devam oku

Derezîler

Anuştekin ed-Derezî adlı bir bâtınî dâî (propagandacı) tarafından ortaya çıkarılan bozuk yol. Bunlar; Bâtıniyyeden ayrılarak ortaya çıkan, Fâtımî hükümdârı Hâkim bi-emrillah’ın ilâh olduğuna ve onun vezîri Hamza’nın imamlığına inanırlar. Kelimenin do ğrusu Derezî olup, yanlış olarak Dürzü denilmektedir. Derezîler müslüman adını taşır. Fakat îmânları bozuktur. Ruhların bir bedenden bir bedene…

devam oku

Deyn

Borç, hazır ve mevcûd olmayan mal. 1. Hazır olmayıp, ayrı olarak bulunduğu yeri bildirilmeyen her türlü mal ile hazır ise de ayrı olarak gösterilmeyen kıyemî (çarşıda benzeri bulunmayan, bulunsa da fiyatları farklı olan) mal. Her satışta söz kesilirken iki maldan her biri ya ayn (hazır, mevcût, belli) veya deyn olur.…

devam oku

Deyn-i Zaîf

Mîrâs ve mehr malları. Deyn-i zaîf, nisâb hesâbına katılır. Nisâb miktârı malı teslim aldıktan bir yıl sonra yalnız o yılın zekâtı verilir. Elinde nisâb miktârı mal da varsa, deynden aldığını, buna katıp, elindekinin bir yılı tamam olunca, aldığının zekâtını da birlikte ve rir. Bunun için ayrıca bir yıl beklemez. Deyn-i…

devam oku

Din

Allahü teâlânın insanları dünyâ ve âhirette râhat, huzûr ve seâdete (mutluluğa) kavuşturmak için peygamberleri vâsıtasıyla bildirdiği yol, emirler ve yasaklar. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Doğrusu Allah indinde (katında) makbûl olan din İslâm’dır. Kendilerine kitâb verilenler (hıristiyanlar ve yahûdîler) kendilerine ilim geldikten (İslâm dînini bildikten) sonra aralarındaki çekememezlik,…

devam oku

Dinsiz

Hiç bir dîne inanmıyan, ateist. (Bkz. Ateist) Bir babanın, evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünyâ ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da, îmânı ve farzları ve harâmları öğretmekle, ibâdete alıştırmakla dinsiz ve ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur. Bütün dinsi zliklerin ve fenâlıkların (kötülüklerin) başı, kötü arkadaştır. (İmâm-ı Gazâlî)

devam oku

Dirhem

İslâmiyet’ten önce ve sonra kullanılan değişik ağırlıktaki gümüş paralar. Bir dirhem fâiz (almak ve vermek) otuz zinâdan daha günâhtır. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) On dirhemlik elbisenin, bir dirhemi haram olsa, o elbise ile kılınan namazlar kabûl olmaz (namaz borcundan kurtulur fakat sevâb kazanmaz) . (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) Dirhem kelimesi necâset bahsinde…

devam oku

Diyânât

Allahü teâlâ ile kul arasında olan işler, ibâdetler. Teklik şekli, diyânettir. Diyânâtta, âdil (adâletli) ve bâliğ (ergenlik yaşına gelmiş) bir müslümanın sözüne inanılır. Bu hususta bir kadın da, bir erkek gibidir. Suyun pis olduğunu söylerse, bu su ile abdest alınmaz; teyemmüm edilir. Fâsık (açıkça günâh işleyen) veyâ hâli be lli…

devam oku

Duâ

İsteme, yalvarma. Bir kimsenin kendisi veya başkası hakkında bir dileğine bir arzusuna kavuşması için Allahü teâlâya yalvarması. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabûl ederim. (Mü’min sûresi: 60) Allahü teâlâyı unutarak, gafletle edilen duâ kabûl olmaz. (Hadîs-i şerîf-Mevâhib-i Ledünniyye) Mü’minin din kardeşi…

devam oku

Câmekıyye

Hizmet karşılığı olarak alınacak ücretin veya maaşın çeki, bonosu. Câmekıyyenin satışı câiz değildir. Çünkü ücret hak edilmiş ise de, kabz edilmemiş (alınmamış), mülk olmamıştır. (İbn-i Âbidîn)

devam oku