Dâr-ul-Ukbâ

Dünyâda iken yapılan işlerin karşılığının görüleceği yer. Âhiret. Hani annen baban nerde, bu dünyâ kimseye kalmaz. Gelenler hep sefer eyler, muhakkak dâr-ul-ukbâya Yüzün dön, ilticâ eyle (sığın), Cenâb-ı zât-ı Mevlâya. (M. Sıddîk bin Saîd)

devam oku

Dâr-ül-Celâl

Sekiz Cennet’in birincisidir. Dâr-ül-Celâl beyaz incidendir. Kapısının üzerinde Kelime-i tevhîd, yâni Lâ ilâhe illallah yazılıdır. ( Erzurumlu İbrâhim Hakkı)

devam oku

Dâvet Makâmı

Vilâyet (evliyâlık) makâmının üstünde, peygamberlere mahsus bir makâm. Peygamberlerin izinde bulunanların en üstünlerine de dâvet makâmından bir pay ayırırlar. Yûsuf sûresinin; "Ey sevgili Peygamberim! Onlara de ki, benim yolum budur. Sizi gafletten uyandırarak, Allahü teâlâya dâvet ediyorum. Ben ve benim izimde bulunanlar çağırıcıyız" meâlindeki yüz sekizinci âyeti bunu göstermektedir. (İmâm-ı…

devam oku

Deccâl

Kıyâmetin büyük alâmetlerinden biri. Kıyâmete yakın çıkacağı bildirilen ve Îsâ aleyhisselâm ile hazret-i Mehdî tarafından öldürülecek olan zâlim. Geçmiş peygamberler, şaşı, kör, yalancı olan Deccâl’in büyük fitne ve belâ olduğunu haber verip, ümmetlerini, onun şerrinden, zarârından korkuttular. (Hadîs-i şerîf-Huccetullahi Alel Âlemîn) Deccâl’in, Mekke ve Medîne hâriç ayak basmadığı hiç bir…

devam oku

Dehr

Zaman, devir. Âlemin (varlıkların) varlığının başlangıcından son bulmasına kadar olan bütün zaman.

devam oku

Delâlet

1. İşâret etmek, göstermek. Doğru yolu gösterme. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Ey îmân edenler! Sizi acı bir azâbdan kurtaracak bir ticâreti göstereyim mi? Allahü teâlâ ve Resûlüne îmân edin, inanın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda savaşın. Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. (Saf sûresi: 10-11) Hayra…

devam oku

Delîl

1. Kendisi bilinince başkası bilinen şey. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Rabbinin sun’una (işine) bir bakmadın mı? Gölgeyi nasıl uzatıp yaymıştır. O, eğer dileseydi, onu elbet sâkin kılardı. Sonra biz güneşi ona bir delîl yapmışızdır. (Çünkü güneş olmasaydı, gölge bulunmazdı. Nur olmasaydı, zulmet bilinmezdi. Zîrâ her şey zıddıyla bilinir.) (Furkan…

devam oku

Delîl-i Kat’î

Mânâsı açıkça anlaşılan âyet-i kerîme ve tevâtürle bildirilmiş olan hadîs-i şerîf. Bunlar, farzlar ile haramları bildirirler. Kesin delil. Namazı inkâr eden kâfir olur, îmânı gider. Çünkü namazın farz oluşu, delîl-i kat’î ile sâbittir, bildirilmiştir. (İbn-i Âbidîn)

devam oku