Cerbeze

İşleri incelemek, anlamak kuvvetini, lüzumsuz yerlerde kullanmak, ukalâlık etmek, gereksiz aklî yorumlarda bulunmak. Hikmetin aşırısı. Cerbeze sâhiblerinin ilim meclislerindeki yerleri herkesten geri olup, belki de kapıdan dışarı olması lâzım gelir. Çünkü insanların zihinlerini karıştırırlar. Bozarlar. (Ahmed Rıfat) Rûhun fen kuvvetini (aklı) aşırı kullanmak cerbeze olmaz. Kötü olmaz. Din bilgilerini, fen…

devam oku

Cezâ

İyi veya kötü karşılık. Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: İyiliğin cezâsı ancak iyiliktir. (Tâatleri yapıp, günah olan şeyleri terk etmenin karşılığı pekçok sevâbdır.) (Rahman sûresi: 60) Kim bir hayırlı ve güzel amelle (işle) gelirse, ona, on misli sevâb verilir. Kim de bir günâh ile gelirse (eğer af olunmazsa)…

devam oku

Cidâl

Kavga, çekişme, münâkaşa. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Hacda kadına yaklaşmak, günâh işlemek ve (hizmetçileri, arkadaşları ve başkaları ile) cidâl yoktur. (Bekara sûresi: 197) Başka hiç bir kusurun olmasa bile, kusur olarak cidâl sana yeter. (Ebü’d-Derdâ) Hikmet (ilim) sâhiplerinden biri; "Yumuşak, tatlı söz, insanda gizlenmiş kin kirini temizler"…

devam oku

Cihâd-ı Ekber

Büyük cihâd. Nefsin, insan tabiatının, bedeninin kötü isteklerini yerine getirmemek için yapılan mücâdele. Küçük cihâddan cihâd-ı ekbere döndük. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)

devam oku

Cin

Ateşin alev kısmından yaratılan, her şekle girebilen; evlenme, yeme-içme, çoğalmaları bulunan ve gözle görülmeyen varlıklar. Fârisî dilinde cine peri denir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Cinleri ve insanları ancak beni bilip ibâdet etmeleri için yarattım. (Zâriyât sûresi: 56) Ey Habîbim! Onlara de ki: "Cinlerden bir grubun Kur’ân-ı kerîm…

devam oku

Circîs (Aleyhisselâm)

Îsâ aleyhisselâmdan sonra gönderildiği rivâyet edilen peygamber veya velî. Şam diyârında ve Filistin’de yaşadı. Îsâ aleyhisselâmın dîninin hükümlerini insanlara bildirdi. Circîs aleyhisselâm, ticâretle uğraşır, her sene zekâtını verir, bütün kazancını fakir mü’minlere sadaka olarak dağıtırdı. Musul civârında yaşayan Dâdı Veyh veya Dâdıyan adında bir kralı putlara tapmaktan vaz geçirmek için…

devam oku

Cömerdlik

Dînin, vicdânın ve mürüvvetin (insanlığın) vermeyi emrettiği yerde vermek kendisine zor gelmemek. Cömerdlik, Cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Dalları dünyâya uzanmıştır. Kim ondan bir dal tutarsa, o dal onu Cennet’e çeker. (Hadîs-i şerîf-Et-Tarîk-üs-Sâlim) Cömerdin yemeği şifâ, cimrininki hastalıktır. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî) Cömertlik bütün ayıpları örter. (Hadîs-i şerîf-İhyâ) Peygamber efendimiz insanların en…

devam oku

Cum’a (Cumâ)

Müslümanlara mahsûs mübârek, kıymetli bir gün. Cumartesi günleri yahûdîlere, Pazar günleri hıristiyanlara verildiği gibi, Cumâ günü, müslümanlara verildi. Bugün, müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır. (Hadîs-i şerîf-Rıyâdün-Nâsihîn) Güneş, Cumâ gününden daha iyi bir gün üzerine doğmaz. Âdem (aleyhisselâm) Cumâ günü yaratıldı. Cumâ günü Cennet’e girdi. Cumâ günü Cennet’ten çıktı. Kıyâmet Cumâ…

devam oku

Cum’â Namazı

Cumâ günü öğle vaktinde câmilerde hutbeden sonra, cemâatle kılınan iki rek’atlik farz namaz. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cumâ günü, öğle ezânı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cumâ namazı kılmak için câmiye koşunuz. Alış-verişi bırakınız! Cumâ namazı ve hutbe size, başka işlerinizden daha…

devam oku

Cühûd

Yahûdî. Bir kimse kendi isteğiyle; filân şey, filân kimsededir, yâhut yoktur, kâfir olayım, cühûd olayım, diye yemîn etse; o şey, o kimsede olsun veya olmasın, o kimsenin îmânı gider. Îmânını ve nikâhını tecdîd etmesi (yenilemesi) lâzımdır. (Muhammed Hâdimî)

devam oku