Abdülvâhid Bin Zeyd

Meşhûr hadîs, fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerinden. Tebe-i tâbiînden olup, Basra’da yaşamıştır. Künyesi Ebû Beşr el-Basrî’dir. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemektedir. 793 (H. 177) veya 802 (H. 186)’de, bir rivayete göre de 805 (H. 189) senesinde vefât etmiştir. Abdülvâhid bin Zeyd hazretleri, Tâbiîn devrinde meşhûr hadîs ve fıkıh…

devam oku

Abdülvehhâb Bin İbrâhim

Âlim ve evliyâdan. İsmi Abdülvehhâb bin İbrâhim bin Muhammed bin Anbese, künyesi Ebü’l-Hattâb’tır. Yemen’in Tariyye beldesinde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Fazîlet sâhibi bir zât idi. Dinde yapılması ve yapılmaması lâzım gelen işleri bildiren fıkıh ilminde mâhir olup, sâlih rüyâlar görmekle meşhurdu. 1029 (H. 420) senesinde vefât etti. Abdülvehhâb bin İbrâhim…

devam oku

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî

Mısır evliyâsının büyüklerinden ve Şafîi mezhebi fıkıh âlimi. İsmi ve nesebi; Abdülvehhâb bin Ahmed bin Ali bin Ahmed bin Muhammed bin Zerka bin Mûsâ bin Sultan Ahmed Tilimsânî Ensârî’dir. İmâm-ı Şa’rânî ve Kutb-i Şa’rânî lakabıyla meşhurdur. Nesebi, Peygamber efendimize dayanır. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî Mısır’ın Kalkaşend kasabasında 1493 (H.898) de doğdu. 1565…

devam oku

Abdürrahîm-i Merzifonî

Sultan İkinci Murâd Han devri âlim ve velîlerinden olup, Abdurrahîm-i Rûmî olarak da bilinir. 1385-1390 (H.787-793) yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl adı Abdürrahîm Nizâmeddîn’dir. Babası Sarı Danişmend adıyla tanınan Emir Aziz Efendidir. Merzifon’da dünyâya geldikleri için Merzifonî ve şiirlerinde "Rûmî" mahlasını kullandığı için "Rûmî" lakapları ile şöhret buldu. 1465…

devam oku

Abdürrezzâk Ali Efendi

Anadolu evliyâsından. 1842 (H.1258) yılında Erzurum’da doğdu. Babası Erzurum Nakîb-ul-eşrâfından olup, seyyidlerden Gadâyîzâde Muhammed Efendidir. Nesebi Peygamber efendimize ulaşır. İlimde çok kuvvetli olduğundan, İlmî mahlasını kullanırdı. Abdürrezzâk Efendi tahsil çağına gelince, ilk önce ağabeyi Muhammed Efendiden okumaya başladı. 14 yaşından îtibâren babası Muhammed Efendinin mânevî terbiyesi altına girdi. Aynı zamanda…

devam oku

Acepşir Efendi

Hakkında yeterli bilgi bulunmayan Acepşir Efendi Tokat’ta medfundur. On dördüncü yüzyılın başlarında yaşamıştır. İlhanlıların büyük hükümdârı Ebû Saîd Bahadır Hanın 1318 yılında adına câmi yaptırmasından anlaşıldığına göre Acepşir Efendinin devrin meşhur evliyasından olması muhtemeldir. Özellikle baş ağrısı çekenler tarafından ziyâret edilmekte ve Acepşir Efendinin bereketiyle şifa bulmaktadırlar.  

devam oku

Ahî Sirâc

Sultan-ül-ulemâ Hâce Nizâmüddîn-i Evliyâ’nın yetiştirdiği Hindistan evliyâsının büyüklerinden. İsmi Osman, lakabı Sirâcüddîn olup, Ahî Sirac diye meşhûrdur. Doğumu, vefâtı ve hâl tercümesi hakkında kitaplarda fazla mâlûmat bulunamayan Ahî Sirâc hazretlerinin sekizinci asrın ortalarında 1357 (H.759) yılında vefât ettiği bilinmektedir. Daha gençlik yıllarında, Hâce Nizamüddîn hazretlerinin sohbetlerinde bulunarak yetişen Ahî Sirâc,…

devam oku

Ahmed Abdülhak Radulevî

Hindistan’ın büyük velîlerinden. Radul şehrinde doğdu. Abdülhak, Nûrulhak ve Kıdvet-ül-Evliyâ lakabları verildi. 1433 (H.837) senesinde Radul şehrinde vefât etti. Hayâtını ve hâllerini İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin babasına hocalık eden Kutb-i Âlem Abdülkuddüs Nûr-ül-Ayn isimli eserinde topladı. Yedi yaşında geceleri kalkıp namaz kılmağa başladı. Annesine görünmeden gece kalkar namaz kılardı. Annesi namazını…

devam oku

Ahmed Amiş Efendi

Fâtih Sultan Mehmed Han türbedârlarından ve Şa’bâniyye tarîkatının son devir şeyhlerinden. İsmi, Ahmed Amiş olup, Türbedâr veya Türbedar Ahmed Efendi isimleriyle de tanınır. 1807 (H.1222) de Tuna vilâyetine bağlı Tırnova’da doğdu. 1920 (H.1338) de İstanbul’da vefât etti. Kabri Fâtih Câmii yanındaki kabristandadır. Doğum yeri olan Tırnova’da ilk tahsîlini gören Ahmed…

devam oku

Cebel-i Nûr

Nûr dağı. Mekke-i mükerreme yakınında Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübârek dağ. Hirâ, Hirâ Nûr dağı da denir. Peygamber efendimiz, peygamberliği bildirilmeden önce yanına yiyecek alarak Cebel-i Nûr’a gider burada bir kişinin kalabileceği büyüklükte olan ve Hirâ mağarası adı verilen yerde tefekkür ve ibâdetle meşgul olurdu. Kırk yaşında Ramazanın on…

devam oku