Azerî Hamza Bin Ali

İlimlere vâkıf, ârif ve himmet sâhibi bir zât. 1380 (H.782) yılında Maverâünnehr’de İsferâyin kasabasında doğdu. 1462 (H.866) yılında vefât etti. Asıl adı Hamza bin Ali Meliki’t-Tûsî ve Beyhakî’dir. Babası İsferâyin’de mevki sâhibi bir zât idi. Hamza bin Ali küçük yaştan îtibâren ilim sâhipleri ve gönül sultanları ile berâber oldu. Gençlik…

devam oku

Dâr-üs-Selâm

Sekiz Cennet’ten üçüncüsü. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Allahü teâlâ, Dâr-üs-selâma çağırır ve kimi dilerse onu doğru yola iletir. (Yûnus sûresi: 25)

devam oku

Azzâz Bin Müstevdî El-Betâihî

Irak velîlerinden. Doğum târihi ve yeri belli değildir. Zamânın büyük âlimlerinin sohbetlerinde yetişen Azzâz bin Müstevdî, Betâih’de senelerce talebe yetiştirdi. Talebeleri terbiye etmekte büyük bir mahâret sâhibi idi. Birçok âlim ve sâlihler, Azzâz bin Müstevdî hazretlerinin sohbetlerinde bulunup, kendisinden ders aldılar ve tasavvuf yolunda yükseldiler. Azzâz el-Betâihî, on ikinci asırda…

devam oku

Dedikodu

Bir müslümanın veya zımmînin (İslâm devletinin idâresi altında bulunan müslüman olmayan vatandaşın) ayıbını, onu kötülemek için arkasından söylemek. (Bkz. Gıybet) Sözün kısası şudur ki, dedikodu sözlere inanılacak, dostluk bunlara göre olacaksa, söz taşıyanların ellerinden kurtuluş olamaz. Bunun için de sağlam dostluk kurulamaz. Dedikodulara kulak vermeyiniz ve geçmişleri unutunuz! Böylece dostluk…

devam oku

Abbâs Bin Hamza En-Nişâbûrî

Hadîs âlimi, hatîb ve velî. Künyesi Ebü’l-Fadl’dır. Evliyâdan Ebû Bekr Hafîd’in torunudur. 900 (H. 288) senesinde vefât etti. Zünnûn-i Mısrî ve Bâyezîd-i Bistâmî ile sohbet etmiştir. Hadîs-i şerîf öğrenmek için memleketleri gezerdi. Evliyânın meşhûrlarından ve Şam’ın güzel kokulu çiçeği diye meşhur Ahmed bin Ebi’l-Havârî hazretlerinden hadîs-i şerîf okudu. Gündüzleri oruç…

devam oku

Dehr Sûresi

Kur’ân-ı kerîmin yetmiş altıncı sûresi. İnsan sûresi ve Hel’etâ da denir. Dehr sûresi, Medîne-i münevverede nâzil olmuştur (inmiştir). Mekke-i mükerremede nâzil olduğunu söyliyenler de vardır. Otuz bir âyet-i kerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede geçen Dehr kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede; insanların ilk yaratılışı, kâfirlerin (inanmayanların) karşılaşacakları acı ve pek çetin azâblar,…

devam oku

Abdil Dede

Denizli’nin Acıpayam ilçesine bağlı Darıveren kasabasında medfundur. 1071’de Sultan Alparslan’ın Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu’da İslâmiyeti yayan derviş gazilerdendir. Avşar ovasında Bizanslılarla yapılan savaşlarda gösterdiği kahramanlık ve kerâmetleri halk arasında söylene gelmektedir.  

devam oku

Abdullah Bin Abdülganî El-Makdisî

Evliyânın büyüklerinden, hadis ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi. Künyesi Ebû Mûsâ olup, ismi, Abdullah bin Abdülganî bin Abdülvâhid bin Ali el-Makdisî’dir. Lakabı Cemâlüddîn’dir. 1185 (H.581) senesi şevvâl ayında doğdu. 1232 (H.629) senesi ramazan ayında cumâ günü Şam’da vefât etti. Abdullah el-Makdisî, Kur’ân-ı kerîmi amcası Şeyh el-İmâd’dan öğrendi. Fıkıh ilmini Şeyh…

devam oku

Delâlet-i Nass

Nassın delâleti. Nass’da (Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfte) zikredilen şeyin hükmünün, müşterek (ortak) illet sebebiyle zikredilmeyen şey hakkında da sâbit olduğuna delâlet etmesi. Bâzı âlimler delâlet-i nass’a, kıyâs-ı celî(açık kıyâs) demişlerdir. "Ana-babana öf (bile) deme" meâlindeki İsrâ sûresi yirmi üçüncü âyet-i kerîmesi, açıkça ana-babaya öf demenin haramlığını delâlet-i nass ile…

devam oku

Abdullah Ayderûsî

Yemen evliyâsından. İsmi, Abdullah bin Abdullah bin Abdullah Ayderûs, künyesi Ebû Muhammed’dir. 1538 (H.945) senesinde Yemen’de doğdu. Abdullah Ayderûsî küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Âlim bir zât olan babasından ilim öğrendi.Annesi Fâtıma binti Abdurrahmân da, evliyâlık derecelerine kavuşmuş bir hanımdı. Onun terbiyesi ile yetişti. Ayrıca dînî ilimleri Şihâbüddîn Ahmed, Hüseyin…

devam oku