Ahmed Nâmıkî Câmî

Horasan’ın büyük velîlerinden. İsmi Ahmed bin Ali Nâmıkî Câmî, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Eshâb-ı kirâmdan Cerîr bin Abdullah’ın (r.anh) soyundandır. Horasan’ın Nâmık köyünde 1049 (H.441) senesinde doğdu. Sonradan Câm kasabasına yerleşti. Bu yüzden Nâmıkî ve Câmî nisbeleri ile tanındı. Ahmed Câmî hazretleri ümmîydi. Yâni okula gitmemişti. Yirmi iki yaşında iken tövbe etmek…

devam oku

Ahmed Bin Osman Şernûbî

On altıncı yüzyılda yaşayan evliyâdan. İsmi Ahmed bin Osman’dır. Künyesi Ebü’l-Abbâs, lakâbı Şihâbüddîn’dir. Nesebi hazret-i Ali’ye ulaşır. Tarîkat silsilesi ise Şeyh Muhammed Şehâdî vâsıtasıyla Seyyid İbrâhim Burhâneddîn Düsûkî’ye dayanır. Mısır’ın Şernûb kasabasında doğduğu için Şernûbî nisbesiyle bilinir. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Antalya civârında bir yerde vefât etti. Orada defnedildi.…

devam oku

Ebrâr

1) İyi kimseler. Îmânlarında sâdık (doğru), Allahü teâlânın yasak kıldığı şeylerden sakınıp, emirlerine uyan, bozuk inanışlardan, kötü ahlâktan ve çirkin işlerden uzak duranlar. Teklik şekli berr’dir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Muhakkak ki ebrâr, nîmetleri devamlı olan Naîm Cenneti’ndedirler. (Mutaffifîn sûresi: 22) Allahü teâlâ ebrâra, anne ve babalarına ve çocuklarına…

devam oku

Ahmed Rıfâî

Büyük velîlerden. İsmi ve nesebi; Ahmed bin Sultân Ali bin Yahyâ bin Sâbit bin Ebü’l-Fevâris Hâzım Ali bin Ahmed Murtezâ bin Ali İşbilî bin Rüfâe Hasan bin Mehdi bin Muhammed bin Hasan bin Ahmed Sâlih bin Mûsâ bin İbrâhim Murtezâ bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin…

devam oku

Ebû Türâb

Peygamber efendimizin amcasının oğlu, dâmâdı, Cennet’le müjdelenen on kişinin ve dört büyük halîfenin dördüncüsü, Allahü teâlânın arslanı hazret-i Ali’nin "Toprağın babası" mânâsına gelen lakabı. Peygamber efendimiz bir gün mescide girdiğinde, hazret-i Ali’yi uyumuş ve ridâsı (paltosu) düştüğü için sırtına toprak bulaşmış gördüler. Mübârek elleriyle toprağı silip; "Kalk yâ Ebâ Türâb…

devam oku

Ahmed Satîha

Mısır evliyâsından. İsmi, Ahmed es-Satîha el-Mısrî’dir. Aslen Mısır’da bulunan Betâ beldesindendir. Doğum târihi ve yeri tesbit edilememiştir. 1535 (H.942) senesinde vefât etti. Mısır’ın Garbiyye şehri karşısındaki Şibr’de bulunan kendi zâviyesine defnedildi. Ahmed es-Satîha el-Mısrî, zamânın âlimi ve velîlerinin derslerini tâkib ederek yetişti. Kendilerine ulemâ-i râsihîn denilen büyük âlimlerden oldu. Birçok…

devam oku

Ecel-i Kazâ

Kazây-ı muallak, kesin olmayıp sebebe bağlı kılınan ecel. Bir kimseye takdir edilen belâ, kazây-ı muallak ise, yâni o kimsenin duâ etmesi de takdîr edilmiş ise, duâ eder, kabûl olunca belâyı önler. Ecel-i kazâyı da iyilik etmek geciktirir. Ecel-i kazâ meselâ; eğer iyi iş yapar, yâhut sadaka verir, hacceders e, ömrü…

devam oku

Ahmed Es-Senûsî

Senûsîlik hareketinin büyük mücâhid lideri. İslâm birlik ve kardeşliğinin en mükemmel örneğini veren velî. Ahmed es-Senûsî’nin soyu Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hasan efendimize kadar uzanmaktadır. Ceddi Seyyid Muhammed ibni Ali es-Senûsî, Kuzey Afrika’da İtalyan ve Fransız istilâ hareketlerine karşı İslâm dünyâsının birlik ve berâberliğini temin maksadıyla Senûsîlik tarîkatını kurdu. İlk…

devam oku

Ecel-i Müsemmâ

Belli vakit, bilinen ecel, Allahü teâlânın bir kimse için ezelde takdir ve tâyin buyurduğu (belirlediği) hiç bir şekilde değişmeyen ecel, hayâtın sonu. Vebâ olan yerden kaçmayan ve ölmeyen kimse de, gâzîler, mücâhidler ve belâlara sabr edenler gibidir. Herkesin bir ecel-i müsemmâsı vardır ki, azalmaz ve çoğalmaz. Kaçıp da kurtulanlar ecel-i…

devam oku

Ecîr

Bir işi yapmak için kendi kuvvetini veya san’atını kirâya veren, çalışan kimse, işçi.

devam oku