Elfâz-ı Küfr
Söylendiği zaman, îmânı gideren, müslümanlıktan çıkmaya sebeb olan sözler. (Bkz. Küfr)
Söylendiği zaman, îmânı gideren, müslümanlıktan çıkmaya sebeb olan sözler. (Bkz. Küfr)
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Abdullah bin MuhammedMürteiş en-Nişâbûrî olup, künyesi, Ebû Muhammed’dir. Mürteiş diye tanınır. Aslen Nişâbur’un Hîre nâmıyla meşhûr mahallesinden olup Bağdâd’a yerleşti.Şunûziyye Mescidinde ikâmet eder. Orada sohbetine devam edenlere Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatır, dünyanın zevk ve eğlencelerinin geçici, âhiretin ise ebedi olduğunu bildirirdi. 939 (H.328) senesinde bu…
(Bkz. İbn-i Muhayrız)
On dördüncü asırda Yemen’de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyâdan. İsmi, Abdullah bin Es’ad bin Ali bin Süleymân bin Fellâh’tır. Yâfiî nisbesiyle meşhûr olmuştur. Künyesi Ebû Muhammed, Ebü’l-Berekât lakabı Afîfüddîn’dir. Kutb-i Mekke diye de bilinir. 1298 (H.698) senesinde Aden şehrinde doğdu, 1367 (H.768)’de Mekke’de vefât etti. Mualla kabristanındadır. Küçük…
"Hamd, şükür Allahü teâlâya mahsûstur, bütün nîmetler O’ndandır" mânâsına mübârek, kıymetli bir söz. Buna hamdele de denir. Bir gün Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme sıcak bir yemek getirildi. Yedi ve yemekten sonra; "Elhamdülillah. Şu ve şu kadar zamandan beri karnıma sıcak bir yemek girmedi" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce) Elhamdülillah demek,…
Sesi mûsikî perdelerine uydurmak için, mânâ bozulacak şekilde, harfleri ve kelimeleri değiştirerek, sesi alçaltıp yükselterek, çeneyi oynatarak okumak. Lahn’in çokluk şeklidir. Kur’ân-ı kerîmi, zikri, duâyı elhân ile okumak söz birliği ile haramdır. (Bezzâzî) Elhân ile tecvîdi (Kur’ân-ı kerîmi şartlarına ve usûlüne uygun olarak okumayı) bozmak bid’at (dinde sonradan ortaya çıkan…
Şâfiî mezhebinde derin fıkıh alimi ve meşhûr veli. Tebrizlidir. Künyesi Ebü’l-Ferec olup, "Zâz" diye meşhûrdur. 1040 (H. 432) senesinde İran’da Tebrîz’e bağlı Serahs kasabasında doğdu. Sonra Merv’e yerleşti. Birçok âlimden hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Kâdı Hüseyin’in önde gelen talebelerindendi. Şâfiî mezhebinde büyük bir âlim olarak yetişti. Çeşitli memleketlerden gelen…
Harifet-ül-Acâyib adlı eserde belirtildiğine göre; Abdurrahmân Gâzi Baba, Ankara’da medfun Seyyid Muhammed Hasan, Ahlat’ta medfun Seyyid Muhammmed Hüseyin ve Erzurum’da medfun Habib Baba ile birlikte Hindistan taraflarından Anadolu’ya gelen ilk gâzi dervişlerdendir. Bölgede vâlilik ve kale muhâfızlığı yapmış olup on dokuzuncu asrın ortalarında vefât etmiştir. Târihî Van kalesinin kuzey cephesinde…
On yedinci asır Anadolu velîlerinden. Zileli olup doğum târihi ve âilesi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Tahsîl ve terbiyesini Zile’deki âlimlerden aldığı anlaşılmaktadır. Abdurrahmân Efendi daha sonra Kastamonu’ya gelerek Şeyh Şâbân-ı Velî tekkesinde Mustafa Çelebi Efendiden dersler aldı. Evliyâlık yolunda ilerledi. 1660’da Şeyh Mustafa Çelebinin vefâtı üzerine Şâbân-ı Velî tekkesinde sekizinci şeyh…
İkinci Murâd Han ve Fâtih Sultan Mehmed devrinde yaşayan büyük velîlerden. Asıl adı Ahmed Şemseddîn’dir. Hacı Bayram-ı Velî hazretlerinin sohbetinde yetişti. Onun feyz ve bereketi ile kemâle erişti. Kalblere şifâ olan sözleri ile ileri derecelere kavuştu. Akbıyık Sultan bir taraftan hocasının sohbeti ile bereketlenirken diğer taraftan İkinci Murâd Han’ın haçlılar…