Esahh

En sahîh, en sıhhatli, en doğru olan. Bir mes’elenin hükmü hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden (sözlerinden, ictihadlarından) en doğru olanı. "Esahh" sözü, "sahîh, doğru" sözünden daha kuvvetlidir. Bir müctehidden bir iş hakkında iki kavil (söz) bildirilip, birisinde "o esahhdır", diğerinde ise "o sahîhdir" şeklinde söylenmiş ise, fetvâ (cevâb) esahh kavle göre…

devam oku

Esbâb-ı Nüzûl

Kur’ân-ı kerîm âyetlerinin, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize indiriliş sebebleri. Tefsîr yapabilmek (kelâm-ı ilâhîden murâd-ı ilâhîyi, yâni Allahü teâlânın âyet-i kerîmede ne buyurmak istediğini) anlamak için bilinmesi lâzım olan on beş ilimden bir tânesi de esbâb-ı nüzûldür. (Muhammed Hâdimî) Âyet-i kerîmelerin esbâb-ı nüzûlünü ve bunlarla ilgili hâdiseleri bilmeden tefsîr…

devam oku

Eser

1. Nişan, alâmet. Çoğulu âsârdır. Müslüman olmak ve Allahü teâlânın varlığını, bir olduğunu, kudretini, sıfatlarını anlamak için, kimseyi taklîde ihtiyâç yoktur. Fen bilgilerini iyi öğrenen aklı başında bir kimse, yalnız düşünmekle O’nun var olduğunu anlar. Îmâna kavuşur. Eseri görer ek müessirin yâni eseri yapanın varlığını anlamamak akılsızlık olur. (Muhammed Hâdimî)…

devam oku

Esfel-i Sâfilîn

En aşağı yer. Zaiflik, yaşlılık, boy bos, akıl ve anlayışın gidip çocuk gibi olmak, amel ve iş yapmaktan kesilip, sevâb kazanacak bir şey yapamaz hâle gelmek, erzel-i ömür. Cehennem’in aşağısı. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Biz insanı ahsen-i takvîm üzere, en güzel şekilde yarattık. Sonra onu (İnsanların bir kısmını bu…

devam oku

Eshâb (Ashâb)

Arkadaşlar. Sâhib kelimesinin çoğuludur. 1. Peygamber efendimizi görüp îmân eden ve mü’min olarak vefât eden mübârek kimseler. (Bkz. Sahâbe) Allahü teâlâ bütün insanlar arasından beni seçti, ayırdı. İnsanların en iyisini bana Eshâb olarak seçti. Bunların arasından da, bana akrabâ ve yardımcı olarak en üstünlerini ayırdı. Bir kimse beni sevdiği için…

devam oku

Eshâb-ı Bedr

İslâm târihinin ilk ve en önemli muhârebesi olan Bedr savaşında Peygamber efendimiz ile birlikte Mekkeli müşriklere (puta tapanlara) karşı harbedip kıyâmete kadar unutulmayacak şanlı bir zafer kazanan üç yüz on üç kahraman mücâhid. Eshâb-ı Bedr, Medîne’den ayrıldıkları gün oruçlu idiler. Sevgili Peygamberimiz onların İslâmiyet’i yaymak uğrundaki gayretlerini görüp şöyle duâ…

devam oku

Eshâb-ı Ferâiz

Ölen bir kimsenin mîrâsına (geriye bıraktığı mala) vâris (hak sâhibi) olan ve Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmde hisselerini (paylarını) bildirdiği dördü erkek, sekizi kadın on iki kişi. Erkekler; 1) Baba, 2) Dedeler, 3) Erkek kardeşler, 4) Zevc (koca). Kadınlar ise şunlardır: 1) Ana bir kızkardeşler, 2) Zevce (hanım), 3) Kızlar, 4)…

devam oku

Eshâb-ı Fîl

Peygamber efendimizin doğmasına yaklaşık iki ay kala Kâbe’yi yıkmak için Mekke yakınlarına kadar gelen, fakat Allahü teâlânın gönderdiği Ebâbîl kuşlarının üzerlerine bıraktıkları mercimek büyüklüğündeki taşlarla perişân olan Ebrehe ve içinde bir çok fillerin de bulunduğu ordu. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: (Ey Resûlüm! Kâbe’yi tahrîb etmek, yıkmak isteyen)…

devam oku

Eshâb-ı Kehf

Mağara arkadaşları; Îsâ aleyhisselâmdan sonra din düşmanları her tarafı kapladığı bir zamanda, dinlerini korumak için her şeylerini terk edip, hicret eden ve Efsûs (Tarsus)’daki mağarada bulunan yedi kişi ile Kıtmîr adındaki köpekleri. Kur’ân-ı kerîm de Kehf sûresinde kıssaları uzun bildirilmektedir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: (Ey Habîbim! Şimdi…

devam oku