Fitne

Ayrılık, karışıklık, kargaşa; insanı hak ve hakîkatten saptıracak şey. İnsanları sıkıntıya, belâya düşüren, müslümanların zararına sebeb olan iş. Düşmanlığa sebeb olan şey. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: … Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür… (Bekara sûresi: 191) Kıyâmet kopmadan önce, her yeri fitneler kaplıyacak. Fitnelerin zulmeti, ortalığı karanlık gece gibi yapacak.…

devam oku

Fiyat

Değer, kıymet. Bir malın piyasa değeri. Satan ile alan arasında uyuşulan, anlaşılan kıymet. Bir kimse bakkala fiyat söyleyerek bin liradan üç kilo patetes tart dese, bakkal da bir şey söylemeden tartsa, satış yapılmış olur. (İbn-i Âbidîn)

devam oku

Fudûl

İhtiyâçtan fazla, lüzumsuz ve boş şeyler. Fudûl olan şeyleri kullanmak, tahrîmen mekrûh, farza mâni olursa haram, yâni büyük günâh olur. (Abdullah Mûsulî) Zarûrî lâzım olanları bırakıp, fudûllerle uğraşmak, kıymetli ömrü faydasız şeylere harc etmek olur. Hadîs-i şerîfte; "Allahü teâlânın bir kulunu sevmemesinin alâmeti, onun mâlâyânî (faydasız şeyler) ile vakit geçirmesidir"…

devam oku

Fuhş (Fuhuş)

Çirkin söz. İş ve ayb şeyler. Çirkin olan işleri başkalarına açık kelimelerle anlatmak. Hayâ îmândandır, fuhuş söylemek cefâdandır. Îmân Cennet’e, cefâ Cehennem’e götürür. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel) Fuhuş insanın lekesi, hayâ zînetidir. (Hadîs-i şerîf-Berîka) Fuhuş söyleyenlerin Cennet’e girmeleri haramdır. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Ebiddünyâ) On şey, son nefeste îmânsız gitmeğe sebeb…

devam oku

Ganîmet

Harpte düşmandan zorla alınan mal. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Şimdi elde ettiğiniz ganîmetten helâl ve hoş olarak yiyin. (Enfâl sûresi: 69) Ganîmetler bana helâl kılındı. Benden önce hiç kimseye helâl kılınmadı. (Hadîs-i şerîf-Buhârî-Müslim) Düşmandan alınan ganîmet, dâr-ül-İslâm’a (İslâm memleketine) getirilince, askerin hakkı olur. Fakat, taksim edilmeden önce…

devam oku

Fukahâ-i Seb’a

Medîne’de yetişen yedi büyük fakîh (âlim). Medîne-i münevverede yetişen fukahâ-i seb’a şunlardır: 1.Sa’îd bin Müseyyib 2.Kâsım bin Muhammed bin Ebî Bekr-i Sıddîk 3.Urve bin Zübeyr 4.Hârice bin Zeyd 5.Ebû Seleme bin Abdurrahmân bin Avf 6.Ubeydullah bin Utbe 7.Ebû Eyyûb Süleymân (r.anhüm). (Ahmed Nâim Efendi)

devam oku

Fukarâ-yı Sâbirîn

Dilenmeyip sabreden ve şerî’ate (İslâmiyet’e) uyan fakirler. Fukarâ-yı sâbirîn ve agniyâ-yı şâkirîn (şükreden zenginler)den hangisinin efdal (daha üstün) olduğu ihtilâflıdır. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, fakirliği ihtiyâr (tercih) etmişti. " Rabbim beni doyuruyor, içiriyor" buyururdu. Fakirlik, ibâdete ve hizmete mâni olursa, taât (ibâdet) yapmağa kuvvet kazanmak için zengin olmak efdâldir,…

devam oku

Furkân Sûresi

Kur’ân-ı kerîmin yirmi beşinci sûresi. Furkân sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Yetmiş yedi âyet-i kerîmedir. Hakkı bâtıldan ayıran mânâsına Kur’ân-ı kerîmin isimlerinden olan ve birinci âyet-i kerîmede geçen Furkân kelimesi, sûreye isim olmuştur. Sûrede; Kur’ân-ı kerîmin gönderilmesinin hikmetleri, müşriklerin (Allahü teâlâya ortak koşanların) Kur’ân-ı kerîm ve Resûl-i ekremin karşısındaki inatçı…

devam oku