Hâin

Birine kendini emin (güvenilir) tanıttıktan sonra o emniyeti, güveni bozacak iş yapan. Eminin zıddı. Cimriler, hîlekârlar (aldatıcılar), hâinler ve kötü huylu insanlar Cennet’e giremezler. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Tirmizî) Ümmetim belki her günâhı işleyebilir ama, yalan söyliyemez ve hâinlik yapamaz. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) Kibri, hâinliği ve kul borcu olmayan mü’min hesabsız Cennet’e…

devam oku

Hak (El-Hakk)

1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Vâcib-ül-vücûd yâni varlığı lâzım olan, hiç yok olmayan, dâimâ var olan ve kendisinden başkası yaratmaya lâyık olmayan. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: …Allah, Hak’dır. (Müşriklerin) Allahü teâlâdan başka taptıkları bâtıldır (yok olucudur). (Hac sûresi: 62) Her gün el-Hak ism-i şerîfini bin defâ söyliyenin…

devam oku

Hak Teâlâ

Yüce Allah. Allah celle celâlühü. (Bkz. Allah) Hak teâlâ, intikâmın kul eli ile alır İlm-i hâli bilmiyenler, onu kul yaptı sanır. (M. Sıddîk bin Saîd)

devam oku

Hakk-ul-Yakîn

Bir şeyin hakîkatine kavuşma, mâhiyetine erişme, bulma, tatma. Allahü teâlânın beğendiği ahlâk ile ahlâklanıp, kalb gözünün açılması ve mânevî perdelerin kaldırılması neticesinde elde edilen kesin ilim, bilgi. Evliyânın çoğu, ancak öldükten sonra hakk-ul-yakîn makâmına varmaktadır. Bu dünyâ hayâtında hayâlden kurtulmak imkânsızdır. Evliyânın büyüklerinden, pek az seçilmişleri, bu dünyâ hayâtında iken,…

devam oku

Hakem (El-Hakem)

1. İki tarafın, hükmüne rızâ göstermek için seçtikleri kimse. Haklı ile haksızın ayrılmasında aracılık eden kimse. Resûlullah efendimiz otuz beş yaşındayken yağmur ve seller Kâbe’nin duvarlarını iyice yıpratmıştı. Bu sebeble Kureyş kabîlesi Kâbe’yi yeniden inşâ eyledi. Ancak kabîleler, Hacer-ül-Esved’i yerine koymak husûsunda anlaşamadılar. Aralarında neredeyse s avaş çıkacaktı. Bunun üzerine…

devam oku

Hakîkat

1. Bir lafzın (sözün) asıl mânâsı. Aslan denilince, bilinen yırtıcı hayvan kastedilir, bu mânâda kullanılırsa, hakikat olur, cesur insan mânâsında kullanılırsa, mecâz yâni hakîkî mânâsının dışında kullanılmış olur. (Molla Hüsrev) 2. Gerçek. Fizik ve kimyâ reaksiyonlarında maddenin yok olmadığı bugün kesin olarak bilinmektedir. Lavoisier adındaki Fransız kimyâgeri; "Kimyâ tepkimelerinde, madde…

devam oku

Hakîkat-i Câmia

Toplayıcı hakîkat. Tasavvufta kalb. İnsan, âlem-i kebîrde yâni insan dışında bulunan her şeyi kendinde topladığı için, mahlûkların en kıymetlisi olduğu gibi, hakîkat-ı câmia olan kalb de Âlem-i sagîrdeki yâni insanda bulunan her şeyi kendinde topladığı için çok kıymetlidir. (Ahmed Fârûkî Serhendî) İnsan çeşit çeşit şeylere bağlı kaldıkça, kalbi temizlenemez. Pis…

devam oku

Hakîm (El-Hakîm)

1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Hikmet sâhibi, ilmi kâmil, işi güzel, uygun işler yaratıcı ve kullar arasında hükmedici. Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki: Allahü teâlâ hakkıyla bilendir ve Hakîmdir. (Hucurât sûresi: 8) Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki emr olunduklarını onlara apaçık anlatsın.…

devam oku

Hâkim-i Mutlak

Tam ve gerçek hükmedici olan Allahü teâlâ. Akıllı o kimsedir ki, nefsine hâkim olur da ölüm sonrası için hazırlanır. Âciz ve ahmak olan o kimsedir ki, nefsinin yularını salıverir ve Hâkim-i mutlak (olan) Allahü teâlâya karşı boş ümitlere kapılır. (İmâm-ı Rabbânî)

devam oku

Gazâ Ordusu

Allahü teâlânın rızâsı için O’nun dînini yaymak, din, nâmus ve vatanı korumak için düşmanla savaşan müslüman askerler. Gazâ ordusu, duâ ordusuna muhtaçtır. (İmâm-ı Rabbânî)

devam oku