Hâl

Durum, vaziyet, tavır. Tasavvuf yolunda bulunan kimsenin kalbine gelen sevinç, hüzün, darlık, genişlik, arzu ve korku gibi mânâlar. Bunlar kulun gayreti ve çalışması olmadan kalbe gelir. Bu yönden makam ile arasında fark vardır. Makam, tasavvuf yolun da bulunan kimsenin çalışmakla kazandığı mânevî derecedir. Hâller ve vecdler (kendinden geçmeler), matlûbun yâni…

devam oku

Hâl Ehli

Hâli tavrı güzel olan gönül sâhibi kişi. Velî zat. (Bkz. Evliyâ) Almayı, vermekten daha tatlı gören hal ehli olamaz. (Ebû Medyen Mağribî)

devam oku

Halâl (Helâl)

Yasak edilmiş olmayan, yâhut yasak edilmiş ise de, İslâmiyet’in özr, mâni ve mecbûriyet saydığı sebeblerden birisi ile yasaklığı kaldırılmış olan şeyler. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Ey mü’minler! Allahü teâlânın size helâl ettiği tayyib yâni güzel şeyleri kendinize haram etmeyiniz! Helâllere haram demeyiniz! Allahü teâlâ helâl ettiği şeylere…

devam oku

Halâl Lokma

Haram olmayan, dinde yenilmesi yasak edilmeyen yiyecek. Helâl lokma yemeyen kimse, Allahü teâlâya itâat etme gücünü kendisinde bulamaz. Helâl lokma yiyen kimse de Allahü teâlâya isyankâr olmaz. (Ali Râmitenî)

devam oku

Halef-i Sâdıkîn

Selef-i sâlihînden yâni Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînden sonra gelen Ehl-i sünnet âlimleri. Halef-i sâdıkîn, îmân (inanç) ve amel bilgilerinde ve kalb bilgilerinde, hep Selef-i sâlihîne (Hicrî ilk iki asırda yaşayan müslümanlara) tâbi olmuşlar, bunların yolundan hiç ayrılmamışlardır. (İbn-i Asâkir)

devam oku

Hâlet-i Nez

Ölürken rûhun çıkacağı an. Allah’ım! Bizi ve dînimizi her türlü zarardan koru. Hâlet-i nez’de îmânımızı alma. O anda şeytanı bize musallat etme. Bizi dünyâ ve âhiret hayırları ile rızıklandır. Allah’ım! Sen her şeye kâdirsin. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

devam oku

Hâlık (El-Hâlık)

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi taktîr ve tâyin eden, yaratan. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: O öyle Allah ki, Hâlıktır, Bâridir (yaratan var edendir), Musavvirdir (bütün varlıklara şekil verendir), Esmâ-i hüsnâ (en güzel isimler) O’nundur. Bütün göklerde ve yerde olanlar O’nu tesbîh eder. OAzîzdir (her…

devam oku

Hâlid Bin Sinân Abesî Aleyhisselâm

Îsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamberlerden. Îsâ aleyhisselâm ile son peygamber Muhammed aleyhisselâm arasında geçen fetret devrinde, Aden beldesinde bulunan bir kavme gönderilmiştir. Hâlid bin Sinân Abesî aleyhisselâmın kavmine musallat olan ve bir mağaradan çıkan ateş, uzak mesâfelere yayılıyor, ekinleri ve hayvanları yakıyor, sonra tekrar geri çekiliyordu. İnsanlar âciz kalmıştı. Bu…

devam oku