Iyâl

Bir kimsenin bakmak (geçindirmek) zorunda olduğu kimseler: Zevce (hanım), çocuklar (erkek ve kız), ana-baba, hizmetçi. (Bkz. Nafaka) Iyâl için yapılacak masraflar, yiyecek, giyecek ve ev olup, şehrin âdetine, piyasaya, akrabâ ve arkadaşlara göre ayarlanır. Zamâna ve hâle göre değişir. Her memlekette başkadır. (İbn-i Âbidîn) Ehl-ü ıyâlin rızâ ve gönüllerini almak…

devam oku

Iyd-ı Fıtr

Ramazan bayramı. Kamerî seneye göre Şevvâl ayının birinci günü. Sabahleyin câmi’e giderken bayram tekbirlerini Iyd-ı fıtrda sessiz, ıyd-ı edhâda (kurban bayramında) açıktan yüksek sesle söylemek sünnettir. (Halebî)

devam oku

Islâh

1. Terbiye etmek, iyi hâle getirmek. Herhangi bir kimseyi ıslâh etmeye çalışmak, ona İslâmiyet’i bildirmekle olur. (İmâm-ı Rabbânî) Kulun ıslâhı kalbinin ıslâhına, bozukluğu da kalbinin bozukluğuna bağlıdır. ( Muhammed Ma’sûm-ı Fârûkî) Kim kalbini ıslâh edip düzeltirse, Allahü teâlâ da onun zâhirini (dışını) düzeltir. (Avn bin Abdullah) Allahü teâlâ âhiret için…

devam oku

Iyd

Bayram. Müslümanların sevinç ve neş’e günleri olan Ramazan ve Kurban bayramları. (Bkz. Bayram) Iyd günlerinde, dargın olanları barıştırmak, akrabâyı, din kardeşlerini ziyâret etmek, onlara hediye götürmek Peygamber efendimizin âdetleri olduğundan sünnettir. (Muhammed Rebhâmî)

devam oku

Islâh-ı Nefs

Kötü huyları, fenâ alışkanlıkları ve yaramaz işleri bırakıp, iyi huyları, güzel işleri, kulluğa yakışan tâat ve ibâdetleri yapma.

devam oku

Itâk

Köle âzâd etmek, serbest bırakmak. (Bkz. Âzâd) Üç şey vardır ki, ciddîsi de ciddîdir, şakası da ciddîdir: Nikâh etmek (evlenmek) , talâk (boşamak) ve ıtâktır. (Hadîs-i şerîf-Taberânî ve Keşf-ül-Hafâ)

devam oku

Iyd-ı Edhâ

Kurban bayramı. Kamerî seneye göre Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci ve on üçüncü günleri. Iyd-ı edhâda bayram namazına giderken "Allahü ekber Allahü ekber, lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillâhi’l-hamd" diye yüksek sesle Tekbîr-i teşrik getirmek namazdan önce bir şey yimemek, namazdan sonra önce kurban eti…

devam oku

İbâdet

Kulluk, kulluk vazîfelerini İslâmiyetin bildirdiği şekilde yerine getirmek. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Cinleri ve insanları, beni tanımaları, bana ibâdet etmeleri için yarattım. (Zâriyât sûresi: 56) Allahü teâlâyı, görür gibi ibâdet et! Sen O’nu görmüyorsan da, O seni görüyor." (Hadîs-i şerîf-Buhârî ve…

devam oku

İbâdet-i Bedeniyye

Beden ile yapılan ibâdetler. Namaz, ibâdet-i bedeniyye olduğundan başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendisi kılması lâzımdır. Ağır hasta ve çok ihtiyâr kimse, namaz yerine fakire fidye (bedel, belli miktarda mal veya para) veremez. Hâlbuki, oruc yerine fidye vermesi lâzımdır. (İbn-i Âbidîn)

devam oku