Kâbe Kavseyn

Peygamber efendimizin Mîrac gecesinde bilmediğimiz bir şekilde Allahü teâlâya yakınlığından kinâye olan bir tâbir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: O (Muhammed aleyhisselâm) Rabbine Kâbe Kavseyn veya daha yakın oldu. (Necm sûresi: 9) Ehl-i sünnet âlimleri buyurdu ki: "Mîrâc, ruh ve cesed birlikte olarak Mekke-i mükerremeden Kudüs’e ve oradan yedi kat…

devam oku

Kâbid (El-Kâbid)

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Ölürken rûhları bedenlerden alan, verdikleri sadakaları zenginlerden kabûl eden. El-Kâbid ism-i şerîfini söyleyen, elem ve sıkıntılardan kurtulur. (Yûsuf Nebhânî)

devam oku

Kabr (Kabir)

Ölen insanın defnedilmesi, gömülmesi için kazılan yer, mezar. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Allahü teâlâ, rüzgârı, rahmeti olan yağmurdan önce müjdeci gönderir. Rüzgârlar, ağır olan bulutları sürükler. Bulutlardan ölü olan toprağa su yağdırırız. O yağmurlu yerden meyvalar çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız. (A’râf sûresi: 56) Kabir, Cennet…

devam oku

Kabr Azâbı

Îmânsız ölenin ve günahkâr müslümanın kabre konulduktan sonra çektiği, nasıl olduğunu bilemediğimiz azâb, cezâ. Üzerinize idrâr sıçratmayınız! Çok kimseye kabir azâbı bundan olacaktır. (Hadîs-i şerîf-Tezkire-i Kurtubî) Gizleyebilseydiniz, bu kabirlerdeki azâbı duymanız için Allahü teâlâya duâ ederdim. (Hadîs-i şerîf-Ahlâk-ul-Ulemâ) Kabir azâbı, şu üç şeydendir: Gıybet, koğuculuk ve üzerine idrâr sıçratmak. (Hadîs-i-şerîf-Letâif-ül-Meârif)…

devam oku

Kabr Hayâtı

İnsanın ölüp kabre konmasından, kıyâmet koparak, mahlûkların diriltilmelerine kadar geçen zaman. Kabir hayâtı, dirilerin hayâtı gibi değildir. Dünyâ hayâtında hayâtın nizâmı için hem his yâni duygu, hem de irâde ile hareket vardır. Kabir hayâtında ise, hareket etmek lâzım değildir. Hattâ, kabir hayâtında hareket olmaması lâzımdır. O hayatta bulu nanların, elem…

devam oku

Kabr-i Seâdet

Peygamber efendimizin mübârek kabr-i şerîfleri. Hücre-i seâdet de denir. Kabr-i seâdetin bulunduğu yer hazret-i Âişe vâlidemizin odası idi. Peygamber efendimiz burada vefât etti. "Peygamberler, vefât ettikleri yere defn edilirler" hadîs-i şerîfine uyularak buraya defn edilmiştir. Burada, hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer ‘in kabr-i şerîfleri de vardır. (Eyyûb Sabri Paşa)

devam oku

Kabr Suâli

Ölü defn edildikten sonra kabre gelen Münker ve Nekîr adlı iki meleğin meyyite îmândan ve îtikâddan sordukları suâller. (Bkz. Münker ve Nekîr) Ölü kabre konulunca, yanına iki melek gelir. Onu tutarlar. "Rabbin kimdir?" diye suâl ederler. Ölü; "Rabbim Allahü teâlâdır" der. (Peygamber efendimizi kast ederek) "Size gönderilen o zât kimdir?"…

devam oku

Kabr Ziyâreti

Ölümü ve âhireti hatırlayıp ibret almak, mezarlıkta medfûn (gömülü) olanlara duâ etmek ve Kur’ân-ı kerîm okumak ve velî olan ölülerin rûhlarından istifâde etmek maksadıyla bir kabre veya mezarlığa gitmek. Kabir ziyâretini önce yasaklamıştım. Şimdi ziyâret ediniz! Böylece dünyâya gönül vermekten kurtulur, âhireti hâtırlarsınız. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce) Kabrimi ziyâret eden, beni…

devam oku

Kabristân

Mezarlık, ölülerin gömüldüğü yer. Kabristâna giren kimse, Yâsîn sûresini okursa, o gün meyyitlerin azâbları hafifler. Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Habl-ül-Metîn) Bir kimse, kabristândan geçerken on bir kerre İhlâs sûresini okuyup, sevâbını meyyitlere hediye ederse, kendisine ölüler adedince sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Habl-ül-Metîn) Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip…

devam oku

Hükmî Temizlik

Kadının âdet bitiminden îtibâren on beş gün içinde kan gördüğü halde temiz kabûl edilmesi. Bu on beş gün içinde kan görülen bu kan fâsid kan yâni istihâza kanıdır. (Bkz. Tam Temizlik)

devam oku