İhtikân

Lavman yapmak. İhtikan yapmak, kulağına yağ damlatmak orucu bozar ise de keffâret lâzım olmaz. (Abdullah Mûsulî)

devam oku

İhtikâr

İnsan ve hayvan için lüzumlu gıdâ maddelerini şehre girmeden yâhut girince halka satılmadan toplayıp, stok edip, pahalandığı zaman satmak. Bir kimse gıdâ maddelerini kırk gün ihtikâr ederse, Allahü teâlâ ona darılır. O, Allahü teâlâyı saymamış olur. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir) Çalışıp kazanan rızıklanmıştır. İhtikâr yapan ise lânetlenmiştir. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) İhtikâr haram…

devam oku

İhtilâf

Farklılık, ayrılık. Aynı gâyeye ayrı ayrı yollardan gitme. Müctehid denilen âlimlerin amelî (işle ilgili) mes’elelerdeki ictihad ayrılıkları. Ümmetimin ihtilâfı rahmettir. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî) Halîfe Hârûn Reşîd, İmâm-ı Mâlik hazretlerine; "Senin kitaplarını çoğaltıp her yere göndereceğim ve herkesin bunlara uymasını emredeceğim" deyince; "Yâ Halîfe! Böyle yapma, âlimlerin ihtilâfı, Allahü teâlânın rahmetidir. Hepsi…

devam oku

İhtilâm

Uykuda cünüb olma. Çocuğun bülûğa, ergenlik çağına ulaştığının alâmeti, işâreti. Bir kimse gece uykuda ihtilâm olup sabahlasa veya gündüz uyuyup ihtilâm olsa orucu bozulmaz. (İbrâhim Halebî)

devam oku

İhtirâ

Evvelce olmayan bir şeyi ortaya çıkarma, îcâd etme, yaratma, yoktan var etme. Allahü teâlâ her şeyi yaratırken kudret-i ilâhiyyesi, kendinden başka hiçbir şeye bağlı olmadığından, O’nun işlerine ihtirâ’ denir. İnsan ise, böyle olmayıp, kudret ve irâdesi kendi elinde olmayan başka sebeplere bağlı olduğundan ve işleri Allahü teâlânın işlerine benzemediğinden insanın…

devam oku

İhtirâs

Şiddetli arzu, aşırı heves, istek, gözün ve gönlün doymaması. (Bkz. Hırs) Âdemoğlu yaşlanır. Fakat onda iki haslet gençleşir: Mala ve ömre (yaşamaya) ihtirâs. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce) Bu zamanda kendisinde şu beş sıfat bulunmayan kimsede mal toplanmaz. Tûl-i emel (sonu gelmeyen istek), ihtirâs, şiddetli cimrilik, korku azlığı, âhireti unutmak. (Süfyân-ı…

devam oku

İhtisâb

Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyulmasının, ilim ve ehliyet sâhibi bir devlet me’muru olan muhtesib tarafından sağlanması, emr-i ma’rûf nehy-i münkerin yâni iyiliği emretmek kötülükten sakındırmak vazîfesinin el ile yapılması vazîfesi. (Bkz. Hisbet)

devam oku

İhtiyâç

Ruh ve nafaka (yeme, içme, barınma) için ve bedeni sıkıntıdan korumak için lâzım olan şey. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Yerde olan her şeyi sizin ihtiyâcınızı karşılamak için yarattım. (Bekara sûresi: 28) Ümmetimden bir kardeşinin ihtiyâcını giderip, onu sevindiren kimse, beni sevindirmiş olur. Kim beni sevindirirse, Allahü teâlâyı sevindirmiş olur.…

devam oku