Malarya
(Bkz. Sıtma)
(Bkz. Sıtma)
Beden ve ruh bakımından kuvvetten düşme, marazm. Özellikle küçük çocuklarda görülen, protein ve kalori yetersizliği ile karakterize ağır bir beslenme bozukluğu. Gıdâların yetersiz olduğu, gıdâ tekniği, bilgisizliğin veya hijyen şartlarının kötü olduğu bölgelerdeki süt çocuklarında sık görülür. Çocuk zayıftır, derisi buruşuktur, karnı şiştir, ödem görülebilir. Başlangıçta çocuk, sessiz olabilir, fakat…
Beyin zarlarının iltihabı. Kafatası zedelenmeleri veya orta kulak hastalığı sonucu beyin zarları iltihaplanabilir. Kanla gelen mikroplar da özellikle küçük çocuklarda menenjit yapabilir. Menenjite, mikroorganizmalar yol açmaktadır. En sık rastlanan mikrop menengokok ismi verilen kahve tanesini andıran bir çift mikroptur. Ayrıca steptokok, stafilokok, pnömokok, haemophilus influenzae isimli mikroplar da menenjite sebep…
Serbest. Söz ve fiillerinde serbest olup, istediği gibi davranan ve dilediğini yapan. Kullar istekli hareketlerini yapıp yapmamakta muhtardırlar. Kul bir işi önce ihtiyâr eder (ister) diler, Allahü teâlâ o işi yaratır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) Allahü teâlâ adle yâni adâlet yapmağa mecbûr değildir. Mecbûr olsaydı, işlerinde muhtâr olmazdı. İrâdesi isteği bulunmazdı.…
Şerîatle (yeni bir din ile) gönderilen peygamber. (Bkz. Mürselîn)
Kıyâmete yakın geleceği, Peygamber efendimiz tarafından haber verilen ve İslâmiyet’i ve adâleti yeryüzüne hâkim kılacak olan mübârek zât. Yeryüzünü küfür kaplamadıkça ve her yerde küfür ve kâfirlik yayılmadıkça hazret-i Mehdî gelmez. (Hadîs-i şerîf-El-Kavl-ül-Muhtasar) Mehdî ile müjdelenmiş olun. Mehdî, Kureyş kabîlesinden ve benim Ehl-i beytimden biridir. O, insanların ihtilâf içinde oldukları…
Peygamber efendimizin Mekke-i mükerremeden, Medîne-i münevvereye hicretinden (göç etmesinden) önce nâzil olan (inen) âyet-i kerîmeler. Âyet-i kerîmelerin Mekkî olmalarında âlimlerin arasında meşhûr olan görüş budur. Bu hususta başka görüşler de vardır. Mekkî ve Medenî (Medîne-i münevvereye nisbet edilen, yâni hicretten sonra nâzil olan) âyet-i kerîmelerin kendilerine mahsus husûsiyetleri vardır. Mekkî…
İyilik ve ihsân eden. Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: (O takvâ sâhipleri ki); bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini yenenler, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah muhsinleri sever. (Âl-i İmrân sûresi: 134) Sana nasîhat şudur ki, dört huy ile huylan böylece muhsinler zümresinden (kısmından) olursun. 1) Genişlikte (zenginlikte) zekât, darlıkta…
İhlâs sâhibi. Niyetini ve ihlâsını düzeltmeye uğraşan kimse. (Bkz. İhlâs) Bütün mü’minler, ibâdet yaparken, Allahü teâlâ emrettiği ve beğendiği için yapmağa niyet ediyorlar. Böylece ihlâs ile yapıyorlar. Fakat bütün işlerin, iyiliklerin hep ihlâs ile yapılması ve bu ihlâsın kalbden gelmesi lâzımdır. İbâdetlere başlarken ya pılan niyet, ihlâs; zahmet çekerek, kendini…
İrşâd eden, doğru yolu gösteren rehber zât. İyi bir müslüman olmaları için, insanları terbiye eden, âlim ve velî. Tasavvuf yolunda nihâyete varan büyükler (yolun sonuna kavuşanlar) iki türlüdür:Birincisi Resûlullah’ın sallallahü aleyhi ve sellem izinde giderek kemâle erdikten sonra insanları irşâd için (doğru yola çekmek için) halkın derecesine indirilmiş olan m…