Kâin ve Bâin

Tasavvuf ilmi terimlerinden. Halk (insanlar) ile berâber görünen, fakat hakîkatte onlardan uzak ve kalben Allahü teâlâ ile berâber olan. Kalbinde Allah’tan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmayan ve ancak O’nu isteyen kimselere müjdeler olsun. "Kişi sevdiği ile berâberdir" hadîs-i şerîfine göre, bu kimse, Allahü teâlâ ile berâber olur. Görünüşte insanlar ile…

devam oku

Ebü’l-Fadl Ahmedî

Evliyânın önde gelenlerinden.İsmi Ahmed, künyesi Ebü’l-Fadl’dır. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1535 (H.942) senesi Bedir’de vefât etti ve oraya defnedildi. Ebü’l-Fadl Ahmed, hak âşığı bir zât olarak yetişti. Evliyânın büyüklerinden, Aliyyül Havas hazretlerinin sohbetlerinde mânevî hallere ve evliyâlık makamlarına kavuştu. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretlerinin hak yoldaki dostu, sohbet arkadaşı ve sırdaşı…

devam oku

Ebü’l-Hasan Cûsukî

Irak velîlerinin büyüklerinden. Ebü’l-Hasan künyesi olup, Dicle kenarında bir belde ve doğduğu yer olan Cûsuk’a nisbetle Cûsukî denildi. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin halîfelerinden, Ali bin Hîtî’nin talebesi idi. On ikinci asır sonlarında vefât etti. Doğum yeri olanCûsuk köyüne defnedildi. Kabri halk tarafından ziyâret edilmekte, onun feyz ve bereketinden faydalanılmaktadır. Allahü teâlânın…

devam oku

Ebü’l-Hasan Kûsî

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Ali olup, babasınınki Humeyd (veya Ahmed)’dir. Künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Mısır’da, Nil Nehri sâhilinde bulunan Kûs kasabasındandır. Buna nisbetle Kûsî denilmiştir. Doğum târihi bilinmemektedir. Ebü’l-Hasan el-Kûsî hazretleri, o zamanda bulunan evliyânın en büyüklerinden Abdürrahîm el-Kınâvî hazretlerinin dâmâdı ve en üstün talebesi idi. Zâhirî ve bâtınî birçok ilimleri ondan öğrendi.…

devam oku

Ebü’l-Hayr Fârûkî

Hindistan’ın büyük velîlerinden. İsmi Abdullah olup, babasınınki Şah Muhammed Ömer’dir. Lakabı Muhyiddîn’dir. Çırağ-ı Nebevî ismi ile de meşhurdur. Dedesi, büyük âlim Abdullah-ı Dehlevî’nin halîfesi Ahmed Saîd-i Fârûkî’dir. Ebü’l-Hayr, 1856 (H.1272) senesinde Abdullah-ı Dehlevî Dergâhında doğdu. Ebü’l-Hayr’ın babası Şah Muhammed Ömer’in çocuğu olmuyordu. Bir gün ağabeyi MuhammedMazhar, babası Ahmed Saîd’in huzûrunda…

devam oku

Ebüssü’ûd ebül-Aşâir el-Bâzinî

Mısır’ın büyük velîlerinden. Babasının ismi Şâbân, dedesinin ismi ise Tayyib’dir. Künyesi Ebüssü’ûd olup, asıl ismi kaynaklarda zikredilmemektedir. Bâzin denilen yerde doğduğu için "Bâzinî" nisbeti ile tanınırdı. Ayrıca el-Irâkî el-Mısrî nisbetleri de vardır. Bâzin, Irak ile Cezîre arasında bir beldenin adıdır. Buraya Vâsıt da denir. Dedesi buralı olup, kendisi Mısır’a yerleşti.…

devam oku

Kalb Hastalığı

Kalbin Allahü teâlâdan başkasına bağlanması. "Kalblerinde hastalık vardır" meâlindeki âyet-i kerîmede bildirilen kalb hastalığına yakalanmış olanların hiçbir ibâdeti ve tâati fayda vermez. Bilakis zarar verir. "Çok Kur’ân-ı kerîm okuyanlar vardır ki, Kur’ân-ı kerîm bunlara lânet eder" hadîs-i şerîfi meşhurdur. "Çok oruç tutanlar vardır ki, oruçtan kazancı, yalnız açlık ve susuzluktur"…

devam oku

Edhem Baba

Anadolu’da yetişen büyük velîlerden. İsmi Edhem olup, Edhem Baba denmekle şöhret buldu. Annesi Güneş Hanım olup, babası evliyânın büyüklerinden Müştâk Kâdirî hazretleridir. 1804 (H.1219) senesi Bitlis’te doğdu. 1886 (H. 1304) senesinde bir Cumâ günüİstanbul’da vefât etti. Cenâze namazıFâtih Câmiinde kılınıp Edirnekapı kabristanlığına götürülürken Kabakulak Dergâhı bahçesine defnedildi. Kabakulak Dergâhı Karagümrük’te…

devam oku

Kalb Huzûru

İç rahatlığı, gönül hoşluğu. Kalbin Allahü teâlâdan başkası ile olmaması; Allah’tan başkasına bağlanmaması. İbâdet, Allahü teâlânın emirlerini yapıp, yasaklarından sakınmaktır. Bu ise, kalbin huzûru ve agâhlığıdır (uyanıklığıdır). (Ubeydullah-ı Ahrâr)

devam oku

Emânullah Lâhorî

Hindistan’da yetişen âlimlerin ve velîlerin büyüklerinden. İsmiMevlânâ Emânullah, nisbeti Lâhorî’dir. Doğum ve vefât tarihleri belli değildir. On yedinci asrın ortalarında vefât ettiği bilinmektedir. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin huzûr ve sohbetlerinde kemâle gelen Emânullah Lâhorî, icâzet almakla ve o yüce imâmın talebelerinin büyüklerinden olmakla şereflendi. Üstün hâller, kerâmetler ve yüksek dereceler sâhibi…

devam oku