Hediye

Fakir veya zengin bir kimseye ikrâm için hîbe (bağış) olarak verilen veya gönderilen mal ( Bkz. Hibe). Hediyeleşiniz, sevişiniz. (Hadîs-i şerîf-Künûz-üd-Dekâik) Yâ Âişe, kim sana sen istemeden bir hediye verirse, onu kabûl et! Zîrâ o, Allahü teâlânın sana ihsân ettiği bir rızıktır. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs) Hediye vermek ve hediye kabûl etmek…

devam oku

Hidâyet

1. Doğru yolu gösterme, doğru, Allahü teâlânın râzı olduğu yolda bulunma. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Hidâyeti vererek, dalâleti satın aldılar. Bu alışverişlerinde birşey kazanmadılar. Doğru yolu bulamadılar. (Bekara sûresi:16) Hidâyet yolunu öğrendikten sonra, peygambere uymayıp mü’minlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fenâ olan Cehennem’e sokarız.…

devam oku

Hicret

Bir yerden başka bir yere göç etmek. 1. Resûlullah efendimizin Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye göç etmesi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) elli üç yaşında iken, Allahü teâlânın izni ile Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicret eyledi. Safer ayının yirmi yedinci Perşembe günü sabah erken evinden çıkarak, öğleden sonra Ebû Bekr-i Sıddîk’in…

devam oku

Ebü’l-Abbâs’ı Mürsî

On üçüncü yüzyılda Endülüs’te ve Mısır’da yetişmiş olan büyük velîlerden. Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ahmed bin Ömer bin Muhammed, künyesi Ebü’l-Abbâs’tır. Endülisî, Mürsî, Ensârî nisbeleriyle meşhûr olmuştur. 1219 (H.616) senesinde Endülüs’ün Mürsiyye kasabasında doğdu. 1287 (H.686) senesinde Mısır’ın İskenderiye şehrinde vefât etti. Kabri, Humeyter denilen yerdedir. Küçük yaşından îtibâren…

devam oku

Ebü’l-Abbâs Seyyârî

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Kâsım bin Kâsım el-Mehdî, künyesi Ebü’l-Abbâs Seyyârî’dir. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde büyük âlim idi. Fazîletler ve kerâmetler sâhibi olup, zamânın seçkin âlimlerindendi. Ebû Bekr-i Vâsıtî’nin en büyük talebesidir. Zamânındaki büyük âlim ve velîlerle görüşüp onlardan ilim ve edeb öğrendi. Tasavvufta yetişip kemâl derecelerine ulaştı. 953 (H.342) senesinde…

devam oku

Ebü’l-Hasan Ba’kûbî

Evliyâdan. İsmi, Ali bin İdrîs Ba’kûbî’dir. Çok kerâmetleri görüldü. Bağdât civârında yaşadı. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Kerâmetleri görüldü. Kendisi anlatır: "Allahü teâlâ bana kâinâtın bütün sırlarını bildirdi." Sonra yine; "Cennetlik ve cehennemlik olanları, kabirdekilerin hallerini bilirim." buyurdu. Muzaffer bin Mühezzeb anlatır: "Bir gün Ebü’l-Hasan hazretlerinin dergâhına giderek zulmü herkese…

devam oku

Ebü’l-Hasan-ı Eş’arî

Ehl-i sünnetin îtikâddaki iki imâmından biri ve büyük velîlerden. İsmi Ali bin İsmâil, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Eshâb-ı kirâmdan Ebû Mûsâ el-Eş’arî’nin neslinden geldiği için Eş’arî nisbesiyle meşhûr olmuştur. 874 (H.260) veya 879 (H.266) senesinde Basra’da doğdu. 935 (H.324) veya 941 (H.330) senesinde Bağdât’ta vefât etti. Kabri Bağdât’ta olup, Basra kapısı ile…

devam oku

Ebü’l-Hasan-ı Şâzilî

On ikinci yüzyılda Kuzey Afrika’da yetişen büyük velîlerden. Şâziliyye adı verilen tasavvuf yolunun kurucusudur. İsmi, Ali bin Abdullah bin Abdülcebbâr, künyesi, Ebü’l-Hasan, lakabı Nûreddîn’dir. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem torunu hazret-i Hasan’ın soyundan olup şeriftir. 1196 (H.592) senesinde Tunus’un Şâzile kasabasında doğduğu için Şâzilî nisbesiyle meşhûr olmuştur. 1256 (H.654)…

devam oku

Ebü’l-Hüseyin Nûrî

Bağdât’ın büyük velîlerinden. Onuncu yüzyılda yaşadı. İsmi, Ahmed bin Muhammed’dir. Babası Horasan’ın Bağşûr veya Bağ şehrinden olduğu için "İbn-i Bagavî" diye anıldı. Ebü’l-Hüseyin künyesiyle meşhur oldu. Karanlık gecede odasında söz söylese mübârek ağzından nûr çıkar ve oda aydınlanırdı. Dişlerinin arasından nûr çıktığı, firâset nûrunun fazlalığı sebebiyle bâtın hallerinden haberler verdiği…

devam oku

Ebüssü’ûd Efendi

Osmanlı âlimlerinin en meşhûrlarından. Büyük velî. On üçüncü Osmanlı Şeyhülislâmı olup, tefsîr, fıkıh ve diğer ilimlerde büyük âlim idi. İsmi, Ahmed bin Mustafa’dır. Bağdâtlı İsmâil Paşa, yaptığı inceleme ve araştırma neticesinde, isminin Mehmed değil Ahmed olduğunu tesbit etmiştir. İsminin Ahmed olduğu Kâmûs-ul-A’lâm da da yazılıdır. Ebüssü’ûd el-İmâdî ismiyle meşhûr olup,…

devam oku