Habîb Baba

Aslen Hindistanlıdır. Babası ile birlikte Bitlis’e gelip Uşşâki Ali Baba’ya talebe olmuştur. Kısa zamanda yetişip kâmil bir velî olmuş ve hocasının emriyle önce Şam’a sonra Erzurum’a gelerek insanlara İslâmiyeti anlatmış, dünyâ ve ahiret saâdetine kavuşmaları için çalışmıştır. 1847 yılında vefât eden Habîb Baba daha önce Timurtaş Paşa Türbesi diye bilinen…

devam oku

Hâce Hasan Attâr

Evliyanın büyüklerinden. İsmi, Hasan bin Alâeddîn Muhammed bin Muhammed Buhârî olup, Hâce Hasan Attâr diye tanınır. Silsile-i aliyye büyüklerinden Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin oğludur. Anne tarafından dedesi, Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretleridir. Buhârâ’da yetişen Hâce Hasan’ın doğum târihi tesbit edilememiştir. 1423 (H.826) senesi Zilhicce ayının onunda kurbân bayramı gecesi Şîrâz’da vefât…

devam oku

Hâce Muhammed Bin Ahmed El-Çeştî

HÂCE MUHAMMED BİN EBÛ AHMED EL-ÇEŞTÎ; Büyük velîlerden. Lakabı Ahmed Nasihuddîn’dir. Tasavvufta icâzeti, diplomayı babasından almıştır. Babası vefât ettikten sonra onun yerine geçti. Babasının yerine geçtiği zaman, henüz yirmi dört yaşındaydı. Hâce Muhammed, zühd ve verâ sâhibi idi. 1020 (H.411) yılında Çeşt şehrinde vefât etti. Annesi, Hâce Muhammed’e hâmileyken, karnından…

devam oku

Hacı Abdullah Efendi

Seydişehir’de yaşayan büyük velîlerden. Bozkır’ın Karacahisar köyünde 1806 (H.1222) senesinde doğdu. Babası Müderris Yeğen Mehmed Efendidir. Âilesinin tek çocuğu olan Abdullah Efendi, küçük yaşta annesini kaybetmesine rağmen tahsîlini aksatmayıp, sıbyan mektebinden mezun oldu. Bu arada babasını da kaybetti.Tahsîline devâm etmek için babasının talebelerindenMehmed Kudsî Efendinin yanına gitti. Mehmed Kudsî Efendi…

devam oku

Hacı Bayram-ı Velî

İstanbul’u, Fâtih Sultan Mehmed Hanın fethedeceğini müjdeleyen büyük velî. Nûmân bin Ahmed bin Mahmûd, lakabı Hacı Bayram’dır. 1352 (H. 753)de Anakra ilinin Çubuk Çayı üzerindeki Zülfadl (Sol-Fasol) köyünde doğdu. 1429 (H. 833) senesinde Ankara’da vefât etti. Türbesi, Hacı Bayram Câmiinin kenarında ziyârete açıktır. Nûmân, küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başladı.…

devam oku

Hacı Dost Muhammed Kandehârî

Hindistan’ın meşhûr velîlerinden. Doğum târihi bilinmemektedir. 1867 (H. 1284) senesinde vefât etti. Ahmed Saîd-i Serhendî hazretlerinin talebesidir. Onun sohbetinde kemâle ulaştı. Tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. En meşhur talebesi Hacı Muhammed Osman Sâhib’dir. On sekiz sene sohbetinde bulundu. Hocasının en seçkin talebesiydi. Nakşibendiyye, Kâdiriyye ve Çeştiyye tarikatlarından icâzet vermiştir. Vefâtından sonra…

devam oku

Hacı Mahmûd Efendi

Anadolu’da yetişen velîlerden. Halk arasında El-Hacı Mahmûd diye meşhûrdur. Kabri Niğde’de, şehir içinde bir cadde üzerindedir. Yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Hacı Mahmûd Efendinin kabri yol genişletilirken kaldırılmak istenmiş fakat bu işi edepsizce yapmak isteyenlerin başına çeşitli olaylar gelmiştir. Bu hadiselerden sonra El-Hacı Mahmûd hazretlerinin kabrine dokunulamamıştır. Halen cadde ortasında…

devam oku

Hacı Osman Nûri Kepenek

1903’te Denizli’de doğdu. İbtidâî, Rüşdiye ve İdâdî mekteplerini bitirdikten sonra bir süre baba mesleği olan dericilikle ve ticâretle meşgûl oldu. Mûsâ Mahallesi Câmiinde fahrî olarak imam hatiplik yaptı. Bu işlerin yanında bölgedeki kıymetli hocalardan tasavvufa âit bilgiler aldı. Bir müddet sonra bölgeye gelen Seyyid Muhammed Hafîd Arvâsî hazretlerinden uzun yıllar…

devam oku

Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi

Konya’da yetişen velîlerden. İsmi Mustafa olup, babasınınki Veyis’tir. Konya’nın Yarma bucağına bağlı Şatır köyünde 1888 (H.1303)de doğdu. Babası âlim, velî bir zâttı. Küçük yaşta babasından ilim öğrenmeye başlayan Mustafa Efendi, sonraları medreseye devâm ederek Ziya Efendiden ders aldı. Kısa zamanda ilimde yüksek derecelere kavuştu. Zekî ve çok kâbiliyetli olan Mustafa…

devam oku

Ka’b-ül-Ahbâr

Tâbiînin tanınmışlarından. Evliyânın büyüklerinden. Rivâyeti çok olan bir zâttır. Müslüman olmadan önce, yahûdî âlimlerinin büyüklerindendi. Künyesi Ebû İshak’tır. Resûlullah’ın zamânına yetişti. Ancak bu sırada müslüman olma nîmetine kavuşamadı. Bir rivâyete göre, İslâmiyetle şereflenmek üzere, Resûlullah’ın huzûruna çıkmak için hazırlanmıştı. Fakat Resûlullah’ın vefâtını ve bâzı Arapların irtidâdını (dinden çıkışlarını) duyunca geri…

devam oku