Maddiyyûn

Maddenin hep var olduğuna, sonradan yaratılmadığına ve yok olmayacağına inananlar, maddeciler. Kendilerini akıllı ve hiç yanılmaz sanan dinsizlerin birincisi maddiyyûn olup, bunlar, Allahü teâlânın varlığına inanmıyor; âlem, böyle kendiliğinden gelmiş ve böyle gidecektir, bunun yaratanı yoktur diyorlar. Canlılar da, böyle birbirlerinden üreyip , sonsuz olarak sürecektir, diyorlar. Bütün bunlar ve…

devam oku

Ma’dûm

Yok olan, mevcût olmayan Ma’dûmun bey’i yâni satışı bâtıldır, hiçbir bakımdan dîne uygun değildir. (Mecelle)

devam oku

Mağfiret

Örtme; Allahü teâlânın, kullarının günâhlarını bağışlaması. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki: Ey günâhı çok olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümîdinizi kesmeyiniz. Allah, günahların hepsini affeder. O, sonsuz mağfiret ve nihâyetsiz merhâmet sâhibidir. (Zümer sûresi: 53) Rabbinizden mağfiret istemeğe ve Cennet’e girmeğe koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennet’in büyüklüğü, gökler ve…

devam oku

Mağrûr

Gururlu. (Bkz. Gurûr) Akıllı kimse başkalarının ayıbına bakmaz. Kişinin aybını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrûr olup ahlâkını bozmaz. (İdrîs aleyhisselâm) Ey oğlum! Sende olmayan fazîletler ile insanlar seni medh ederlerse, sakın mağrûr olma. Kendinden aşağısını hor görme. Ahmaklara, câhillere karşı sükût eyle. (Lokman Hakîm) Mala mülke mağrûr olma, deme var…

devam oku

Mahbûb-i Hudâ

Allahü teâlânın habîbi, sevgilisi Muhammed aleyhisselâm. Muhammed Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, Mahbûb-i Hüdâ’dır. Gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünüdür. (İmâm-ı Rabbânî) Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hüdâdır bu, Nazargâh-ı ilâhîdir makâm-ı Mustafâ’dır bu. (Yûsuf Nâbi)

devam oku

Mahbûbiyyet

Sevgili olmak. Peygamber efendimize tâbi olmanın en yüksek derecesi mahbûbiyyet ve ma’şûkiyyet (çok sevilen olmak) kemâlâtına (üstünlüklerine) sâhib olmaktır ki, bu, Allahü teâlânın çok sevdiklerine mahsûstur. Bunun ele geçmesi için muhabbet, sevmek lâzımdır. ( İmâm-ı Rabbânî) Âhirette azâblardan kurtulmak ve sonsuz seâdete kavuşmak, ancak geçmiş ve gelecek bütün varlıkların en…

devam oku

Mahcûr

Çocukluk, sefîhlik, delilik, kölelik, bunaklık vs. gibi çeşitli sebebler yüzünden malını tasarruf hakkından, kullanmaktan men edilen kimse. (Bkz. Hicr) Mahcûr iki kısımdır: 1- Çocuk, deli ve maraz-ı mevt (ölüm hâlinde) bulunanlar. 2- Hâkimin hükmüyle mahcûr olanlar, medyûnlar (borçlular), ma’tûhlar (bunaklar), rakîkler (köleler), eblehler (ahmaklar) ve mâcinler yâni kötü din adamlarıdır.…

devam oku

Mahkeme

Hüküm verilen dâvâların görülüp, hükme (karâra) bağlandığı yer. Mahkemeye bir işin düşünce, hâkim karşısında dâvâcı veya dâvâlı ile kavga etmeye kalkışma! Ne sorulursa o kadar cevâb ver! Şâyed şâhid olarak gidersen, hiç kimsenin te’siri altında kalmadan ve kimseden korkmadan Allah rızâsı için doğru konuş! Olur ol maz bir iş için…

devam oku

Peygamber

Allahü teâlânın, emirlerini ve yasaklarını kullarına bildirmeleri için insanlar arasından seçtiği ve kendilerine mûcizeler verdiği üstün zâtlar. (Bkz. Resûl ve Nebî) Allahü teâlânın emirlerini tebliğ etmekte, duyurmakta ve insanları Allahü teâlânın dînine çağırmakta peygamberler arasında bir ayrılık yoktur. Peygamberlere îmân etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin doğru sözlü olduğuna inanmak…

devam oku