“Kalbinde sadece ben olayım!..”

“Kalbinde sadece ben olayım!..”

“Maalesef hastayı kaybettik!”

“Seven, sevdiğine boyun eğer. Seven bu boyun eğmeyi, izzet, şeref, fahr (övünme), yükseklik ve yaklaşma olarak görür.”   Abdurrahmân Magribi hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 1023 (m. 1614)’de Fas’ta doğdu. 1085 (m. 1675)’de vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki: Âlimler buyurdular ki: Kişi, sevdiğinin kölesidir. Kölenin, sevdiğine karşı boynu büküktür, işte ibâdet de; korku, huşû, hudû ve tezellüldür. Seven, sevdiğine boyun eğer. Seven bu boyun eğmeyi, izzet, şeref, fahr (övünme), yükseklik ve yaklaşma olarak görür. Bunun için kişi, Allahü teâlâya, “Yâ Rabbî! İzzetinden, büyüklüğünden dolayı sana boyun eğmem, benim için yükseklik ve şereftir. Senden başkasıyla meşguliyetim ise, çirkin bir şeydir” der. Kişi, sevdiğinden başkasını düşünmemeli, sabah akşam hep O’nun düşüncesi ile olmalıdır. Kalbinde O’nun ümidi ve korkusu bulunmalıdır. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâma; “Kalbinde sadece ben olayım” buyurdu. Büyüklerden biri münâcaatında, “Yâ Rabbî! Senden başka hiçbir şeyi düşünmemeye, her şeyde seni takdim etmeye azmettim. Sen, beni, yasakladığın hiçbir yerde ve işte görmeyeceksin. Çünkü sen, kalbimde en büyük ve en yücesin” dedi. Sevgili, sevenin tek düşüncesidir. Onun her şeyidir. Gizlide ve açıkta, seven, sevdiğini zikretmeye yani hatırlamaya düşkün olmalıdır. Sevgilinin ismi, sevenin kalbinde ve dilindedir. Bu durum ona, sevdiğinden başka her şeyi ve her ismi unutturur. Muhammed Kesîr, Bâyezîd-i Bistâmî’nin talebesi idi. Her zaman beraberdi. Yirmi senedir hizmetini görürdü. Buna rağmen ona her gün ismini sorardı. Muhammed Kesîr, hocasının her gün ismini sormasına üzülür, “Acaba bir hatâ mı işledim?” korkusu içinde bir şey soramazdı… Bu durum, yirmi yıl böyle devam etti. Bir gün dayanamayıp, “Efendim! Yirmi senedir, her gün ismimi soruyorsunuz. Acaba hikmetini öğrenebilir miyim?” diye suâl etti. Bunun üzerine Bâyezîd-i Bistâmî, “Evlâdım! Bir ve kadîm olan Allahü teâlâ, bana kendi isminden başka bütün varlıkların ismini unutturdu. Onun için her defasında ismini sormak mecbûriyetinde kalıyorum. Kusura bakma” buyurdu… İşte, sevgilinin ismi, seven için yalnızlıkta, gurbette ve korkulu zamanlarda arkadaşı, hastalıkta ilâcıdır.  Âlimlerden biri der ki: “Kalbim şikâyette bulununca, onu Rabbimin ismiyle tedâvi ederim.” Allahü teâlâ, sevenlerin kalplerini kendi muhabbeti için yarattı. O kalplere, kendi marifet nûrları ile yardım etti.