Kâfirlerin yaptığı faydalı işler!..

Kâfirlerin yaptığı faydalı işler!..


“Allaha îman etmeyenlerin yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küller gibidir. Âhirette o işlerin hiçbir faydasını bulamazlar.”   Ebû Abdullah Hârezmî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 667 (m. 1268)’de Hârezm’de doğdu. 741 (m. 1340)’da Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı: Ehl-i sünnet mezhebine göre, büyük günah işleyenin îmanı gitmez. Günah işleyen Müslümana fâsık denir. Îtikadı, îmanı sağlam olan fâsıklar, âhirette Cehennem azâbını yâ görür veya görmez. Görür ise, sonra mağfirete kavuşarak, Cehennemden çıkar. Müslümanlığın temeli, Allahü teâlânın birliğine ve Allahın peygamberi olan Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği belli olan emirlerin ve yasakların hepsini Allah tarafından getirmiş olduğuna inanmaktır. Emirleri yapmak ve yasak edilenleri yapmamak îmanın şartı değil ise de, yapmak ve yapmamak lâzım olduğuna inanmak îmanın şartıdır. Böyle îmanı olmayan kimseye kâfir denir. Kâfirler, ne kadar iyi iş ve insanlara faydalı buluşlar yapsa da, âhirette azaptan kurtulamaz. İbâdetler ve bütün iyi işler kıymetli ise de, bunları yapmak, bunlara îmanın yanında ikinci derecede kalır.  Îmanın ve îman ile birlikte olan işlerin dünyada da, âhirette de, faydaları vardır. İnsanı saadete ulaştırırlar. Îmansız olan iyi işler insanı dünyada saadete kavuşturabilir. Âhirette faydası olamaz. Nûr sûresi otuzdokuzuncu âyetinde meâlen, (Kâfirlerin dünyada yaptıkları iyi işleri, çölün ilerisinde görünen serâba benzer. Susuz kalan adam onu uzaktan su sanır. Fakat, yanına varınca, umduğunu bulamaz. Kâfirler de kıyâmet günü, dünyada yaptıkları iyilikleri serâp gibi yapan, yok eden Allahı bulur ve hesabını Ona verir) ve İbrâhîm sûresi onsekizinci âyetinde meâlen, (Allaha îman etmeyenlerin yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küller gibidir. Âhirette o işlerin hiçbir faydasını bulamazlar) ve Furkan sûresi yirmiüçüncü âyetinde meâlen, (Kıyâmet günü onların iyi işlerini, bizim için yapmadıklarından kimler için yaptılar ise, onlara doğru saçılan ince toz hâline getiririz) ve Kehf sûresi yüzüçüncü ve sonraki âyet-i kerimelerinde meâlen, (Emekleri en ziyâde boşa gidenleri haber verelim mi? Onlar dünyada güzel iş yaptıklarını sanır. Hâlbuki boşuna uğraşan kimselerdir. Onlar, Rablerinin âyetlerine ve kıyâmette Onun huzuruna çıkacaklarına inanmadılar. Biz de onların iyiliklerini yok ederiz. İyilikleri ile kötülüklerini ölçmeyiz) buyurulmaktadır.