İnsana, tercih hakkı verilmiştir

İnsana, tercih hakkı verilmiştir

Tam elli beş defa hac yaptı

İnsanların isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile Allahü teâlânın yaratmasından meydana gelmektedir.   Sual: İnsan yaptığı işlerde mecbur mudur; eğer mecbur ise yaptıklarından niçin hesaba çekilecektir? Cevap: İnsanlar, mahluk, yaratılmış olduğu gibi, bütün işleri, hareketleri de, Allahü teâlânın mahlukudur. Çünkü Ondan başka, kimse bir şey yapamaz, yaratamaz. Kendi yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir? Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz. İnsanın işinde, kendine düşen pay, kendi kesbidir. Yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile olmuştur. O işi, yaratan, yapan, Allahü teâlâdır, kesb eden, kuldur. Görülüyor ki, insanların isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile Allahü teâlânın yaratmasından meydana gelmektedir. İnsanın yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyarı yani beğenmesi olmasa, o iş, titreme şeklini alır. Midenin, kalbin hareketi gibi olur. Halbuki, ihtiyari, istekli hareketlerin, bunlar gibi olmadığı meydandadır. Her ikisini de, Allahü teâlâ yarattığı hâlde, ihtiyari, istekli hareketle, titreme hareketi arasında görülen bu fark, kesbden ileri gelmektedir. Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, onların işlerinin yaratılmasını, onların arzularına tabi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini yaratmaktadır. Bunun için de, kul mesul olur. İşin sevabı ve cezası, kula olur. Allahü teâlânın kullarına verdiği istek ve tercih, işi yapıp yapmamakta eşittir. Her işi yapmanın ve yapmamanın iyi veya kötü olduğunu, Peygamberleri ile kullarına açıkça bildirmiştir. Kul, her işinde, yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden birini elbette seçecek, tercih edecek, iş, iyi veya kötü olacak, günah veya sevap kazanacaktır. Allahü teâlâ kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret yani enerji ve beğenmek, seçmek hakkı vermiştir. Daha çok vermesine, lüzum yoktur ve zaten lüzumu kadar vermiştir. Buna inanmayan, kolay şeyleri anlayamayan kimsedir. Kalbi hasta olduğundan, İslamiyetin hükümlerine uymamaya bahane aramaktadır.            *** Sual: Zamanda, herhangi bir eşyada ve yerde uğursuzluk diye bir şey var mıdır? Cevap: Bir şeyin, zamanın, yerin uğursuz olması, Yahudilikte vardı. İslamiyette uğursuzluk yoktur. Cahillerin sünnet veya vacip sanacakları şeyi yapmak mekruh olur.