Helâlin hesabı var haramın ise azabı!

Helâlin hesabı var haramın ise azabı!


Dünya peşinde koşan kimse, şüpheli şeylere, sonra mekruhlara, sonra haramlara, hattâ küfre dalar…   Muhibbüddîn Ukberî hazretleri fıkıh, tefsîr ve lügat âlimidir. 538 (m. 1143) senesinde Bağdad’da doğup, 616 (m. 1219) târihinde, yine burada vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: Hadis-i şerifte, (Dünyalık olan şeylerin Allah indinde sivrisinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfire bir yudum su vermezdi) buyuruldu. Kâfirlere, dünyalığı çok vererek, onları felakete sürüklemektedir. Hadis-i şerifte, (Müminin Allah indinde kıymeti, topladığı dünyalık kadar azalır) ve (Dünya sevgisi arttıkça, âhirete olan zararı da artar. Âhiret sevgisi arttıkça, dünyanın ona zararı azalır) buyuruldu. Hazret-i Ali (radıyallahü anh) diyor ki: Dünya ile âhıret, şark ile garp gibidir. Birine yaklaşan, diğerinden uzaklaşır. Hadis-i şerifte, (Dünyalık peşinde koşmak, su üzerinde yürümeye benzer. Bunun ayaklarının ıslanmaması mümkün müdür? İslâmiyete uymaya mani olan şeylere dünya denir) ve (Allahü teâlâ bir kulunu severse, onu dünyada zâhid ve âhirete râgıp yapar. Ayıplarını ona bildirir) ve (Dünyada zâhid olanı, Allah sever. İnsanlarda bulunanlarda zâhid olanı insanlar sever) ve (Dünyalık arayanın buna kavuşması güçtür. Âhıreti arayanın buna kavuşması kolaydır) ve (Dünyalığa düşkün olmak, hatâların başıdır) buyuruldu. Yâni her türlü hatâya, günaha sebep olur. Dünya peşinde koşan kimse, şüpheli şeylere, sonra mekruhlara, sonra haramlara, hattâ küfre dalar. Geçmiş ümmetlerin, Peygamberlerine inanmamalarına sebep, dünyaya düşkün olmaları idi. Dünya muhabbeti, şaraba benzer. Bundan içen, ancak ölüm zamanında ayılır. Mûsâ aleyhisselâm, Tûr Dağı’na giderken, birinin çok ağladığını gördü. “Yâ Rabbî! Kulun, senin korkundan ağlıyor” dedi. Allahü teala “Kan ağlasa dahî, onu affetmem. Çünkü o, dünyaya düşkündür” buyurdu. Hadis-i şerifte, (Dünyayı helâlden kazanana, âhırette hesap vardır. Haramdan kazanana, azap vardır) ve (Allahü teâlâ, bir kulunu sevmezse, malını haramlara sarf ettirir) buyuruldu. Tekebbür için binâ yapmak böyledir. Bir hadis-i şerifte, (Bir kimse, helâl para ile bina yaparsa, insanlar, bundan faydalandığı müddetce, kendisine sevap verilir) buyuruldu. Rutubetten kurtulmak, temiz hava almak niyeti ile yüksek bina yapmak câizdir. Tekebbür için, övünmek için, yüksek bina yapmak haramdır. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe buyuruyor ki: (Câhillerin hakâret etmemeleri ve düşmanlara azametli, kuvvetli görünmek için, âlimlerin, âmirlerin libâs [elbise, kıyafet] ve binalarının ziynetli olması lâzımdır.)