Din, huzuru, rahatı sağlar

Din, huzuru, rahatı sağlar

Dünyanın geçici lezzetlerine aldanma

Din bilgileri, fennin hazırladığı aletlerin, rahat, huzur ve medeniyet için kullanılabilmelerini sağlar.   Sual: İnsanlar, dini terk edip sadece fen bilgilerini öğrenip teknikte ilerleseler, dünyada rahat ve huzurlu olamazlar mı? Cevap: Allaha iman, Allah korkusu ve İslam dini, maddi meselelerde aciz kalan insanlara ümit ve çalışma azmi verecek sebeplerdir. Ekonomik ve teknik ilerlemelerin faydalı olabilmesi için, manevi kuvvete ihtiyaç vardır. Din ve fen, insanlara çok lüzumlu, çok faydalı olan iki yardımcıdır. Fen bilgileri, rahat, huzur ve medeniyet için lazım olan vasıtaları, sebepleri hazırlar. Din bilgileri, fennin hazırladığı aletlerin, rahat, huzur ve medeniyet için kullanılabilmelerini sağlar. Dini inkâr edenler, fen bilgileri ile, dev sanayi, muazzam fabrikalar kurmuşlar, gözleri kamaştıran füzeler, peykler yapmışlardır. Fakat, bunlarda yalnız fen olup din olmadığı için, fen ile yaptıkları aletleri, kendi milletlerine işkence yapmak, başka milletlere saldırmak ve dünyada isyanlar, ihtilaller çıkarmak için kullanmışlar, her yeri zindana çevirmişlerdir. Fende ilerlemeleri, medeniyete değil, vahşete sebep olmuştur. Rahat, huzur, insan hakları yok edilmiştir. Bir azınlığın zevk ve safası için, milyonlarca insan sefil olmuştur. Onun için, hem hakiki, doğru din bilgilerini öğrenmeli, iyi bir Müslüman olmaya çalışmalı, hem de zamanın fen bilgilerini öğrenerek insanlara faydalı olmalıdır.            *** Sual: Abdest alırken niyet etmenin hükmü nedir ve abdestte niyet ne zaman yapılır? Cevap: Hanefi mezhebinde, abdest alırken yüzü yıkayacağı zaman, kalp ile niyet etmek sünnettir. Diğer üç mezhepte, abdestte niyet farzdır. Maliki mezhebinde, abdeste başlarken veya yüzü yıkarken, Şafii mezhebinde ise, yüzü yıkarken niyet edilir. Niyet, kalp ile yapılır. Ağız ile de niyet etmeye; sünnettir, müstehabtır veya bidattir denildiği İbni Abidînde yazılıdır. Sünnettir veya bidattir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berîka, Hadîka ve İbni Âbidînde bildirilmektedir. Bunun için, ağız ile de niyet etmemelidir.            *** Sual: Üzerinde hakkı bulunanları ziyaret etmemek, hatırlarını sormamak, kibirli olmaktan mı ileri gelir? Cevap: Üzerinde hakkı bulunanları, yani tanıdıklarını ziyaret etmemek, hatırlarını sormamak da kibir alametlerindendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek ise, tevazu alametidir.