“Birkaç gün sabredin bakalım!”

“Birkaç gün sabredin bakalım!”

Peygamber efendimizi vesile etmek

Mısır’da yetişen Eşmuni hazretlerinin dergâhına yakın bir yerde, Yahudi bir “doktor” vardı. Zaman zaman dergâha gelip, talebeleri ücretsiz muayene ederdi. Bazısı bunu anlamazdı. Aralarında konuşur ve; “Bu mübarek zat, bu Yahudi doktoru dergâhına niye sokuyor ki?” deyip, akıllarınca onu ayıplarlardı. Bir gün huzuruna gittiler. Ve bunu ona arz ettiler. O da bunlara; “Birkaç gün sabredin, bakalım ne göreceksiniz?” buyurdu. Birkaç gün geçti… Doktor dergâha geldi. Ve Müslüman olmakla şereflendi… ● ● ● Midyen Eşmuni hazretlerinin bir talebesi, bir gün hocasına; “Efendim, memleketimdeki malımı mülkümü satıp, burada yerleşmek istiyorum, ne buyursunuz?” diye arz etti. Büyük veli; “İyi olur” buyurdu. O da diyarına gitti. Ve neyi varsa sattı. Bunların ücreti olan “altınları” bir keseye koyup onu da sarığının arasına bağladı! Sonra hocasının yanına gitmek üzere bir gemiye bindi. Yolda fırtına çıktı. Çok şiddetli esiyordu! Bu esnada o talebenin sarığı, şiddetli rüzgârda başından uçup denize düştü ve “altınlar” gitti. Çok üzüldü tabii! Yola devam etti. Gelip de başından geçenleri hocasına anlatınca, mübarek zat seccadesinin ucunu kaldırdı. O “kese”yi alıp talebeye uzattı. Genç baktı ki kendi kesesi. Islaktı ve su damlıyordu.