“Ağan olsaydı da şunu yeseydi!”

“Ağan olsaydı da şunu yeseydi!”

Sevabı en büyük ilim

Gaziantep’de yaşayan velilerden Memik Dede’nin ağası hac için Mekke’ye gitmişti. Ağanın hanımı “içli köfte” yapıp, “Âh oğlum Memik! Ağan olsaydı da şundan yeseydi” dedi. Memik Dede dedi ki: “İstersen götüreyim.” Kadıncağız, “herhâlde yanlış anladı, bir arkadaşına götürecek” diye düşündü ve bir tabak doldurup verdi… Derken ağa hacdan döndü. Ziyaretine geldiler. Hürmet gösterdiler. Ağa, o gelenlere “Hürmet gösterilmesi gereken kişi ben değilim, bizim kâhyadır” dedi. Sebebini sorduklarında, onlara bu hadiseyi anlatıp “köfte tabağını” gösterdi. Memik Dede yoktu… Tarlayı sürüyordu. Tarladan dönüp de kerametinin ortaya çıktığını anlayınca oradan uzaklaştı. Bu iş unutuluncaya kadar kimseye görünmedi. Derken ölümü yaklaştı. Ölümünden az önceydi. “Şimdiye kadar ben size hizmet ettim, bundan sonra siz bana hizmet edeceksiniz” dedi. Nihayet vefat etti… Aynı köye defnedildi. Gaziantep’in Fransızlar tarafından işgalinde, Ermeniler birkaç defa Göksüncük köyünü ve Memik Dede’nin türbesini yıkmaya geldilerse de birden geri döndüler. Sordular ki: “Niçin geri döndünüz?” Cevaben “Türbenin ve köyün etrafında çok kalabalık bir ‘askerî birliğin’ mevzilenmiş olduğunu görünce geri döndük” dediler.