Hakiki imana kavuşan kimseler

Hakiki imana kavuşan kimseler


“Evliyâm kubbem (örtüm) altındadır. Onları benden başkası tanımaz. Bunların hâlleri, halkın anlayışlarına sığmaz.”   Cüneyd Kâyinî hazretleri hadîs, tasavvuf ve fıkıh âlimidir. 462 (m. 1069)’da İran’da Kâyin’de doğdu. 547 (m. 1152)’de Afganistan’da Herat’ta vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: Kalp Allahü teâlânın evidir. Dâvûd aleyhisselâm, “Yâ Rabbî! Seni nerede arayayım” deyince, cevap olarak; “Ben, benim için kalpleri kırılmış, benim için kalpleri harap olmuşların (evliyânın) yanındayım” buyuruldu. Yine bu manadaki hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Yere ve göğe sığmam, ancak mümin kulumun kalbine sığarım.” Hakiki imana kavuşan kimseler, Allahü teâlânın himâyesinde olurlar. Hakîkate vâsıl olmuşlardır. Bunlar hakkında hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Evliyâm kubbem (örtüm) altındadır. Onları benden başkası tanımaz. Bunların hâlleri, halkın anlayışlarına sığmaz. Halkın bunlar hakkında bildikleri, benzetme ve temsilden öteye geçmez. Bunlar öyle bir kâfiledir ki, Allahü teâlâya verdikleri ahde vefa gösterirler.”  Diğer bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlânın öyle kulları vardır ki, kalpleri güneşten daha parlak, fiilleri (amelleri) peygamberlerin amelleri gibidir (yani kerâmetleri vardır). Onlar, Allah katında şehîdler mertebesindedirler.” Yine bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Size bir kavim bildiriyorum ki, onların Allah katında mertebeleri benim gibidir. Ancak onlar, peygamberler şehîdler değildir. Enbiyâ ve şühedâ onlara gıpta ederler. Onlar birbirine, Allah rızâsı için muhabbet ederler.” Başka bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyuruldu: “İnsanlar üç kısımdır. Birinci kısım, hayvanlara benzer. İkinci kısım, meleklere benzer. Üçüncü kısım, Peygamberlere benzer.” Birinci kısımda olanların maksadı, hayvanlar gibi yiyip içmektir. Bunlar hakkında A’râf sûresinin 179. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki; “Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Belki daha da aşağıdırlar.” İkinci kısımdakilerin maksadı, melekler gibi tesbih, namaz, oruç gibi ibâdetlerdir. Üçüncü kısım insanların hizmeti, maksadı, aşk-ı ilâhi, rızây-ı Bârî, muhabbetullah ve Allahü teâlâya teslim olmaktır. Peygamber efendimiz (aleyhisselâm) bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: “İlim talep etmek, kadın-erkek her Müslümana farzdır.”