“Kültür satın alınmaz ki alasın!..”

“Kültür satın alınmaz ki alasın!..”


“Dolandırıcı Ahmet Bey sinemayı bu mirasyedi Mehmet Bey’e sattıktan sonra, Antalya’ya taşınır…”     O yıllarda Antalya’da denizin tuzlu suyu seralardaki ürünleri yaktığından kimse oralarda çiftçilik yapmamaktadır. O sebeple de deniz kenarındaki arsalar daha çok kız evlâtlara ve özürlü çocuklara verilmektedir. Sinemacı Ahmet Bey demek ki sahtekâr olduğu kadar ileriyi de gören adammış. Onun amacı zaten deniz kenarına otel yapmaktır. Beraberce Antalya’ya gelip deniz kenarındaki araziyi görürler ve pazarlıkta kolayca anlaşırlar. Çünkü o yıllarda daha Antalyalılar, hele çiftçiler daha denizden yararlanmayı bile bilmemektedir. Deniz onlara o kadar yabancıdır ki, yazın sıcak günlerinde tarlalarda çalışırken, kan ter içinde kaldıklarında bile serinlemek için dahi ayaklarını denize sokmayı düşünmezler. Hatta bir toplumbilimci olarak diyebilirim ki biz Türkler Anadolu’ya atla gelmiş ve atlarımızı Ege ve Akdeniz’e kadar sürmüş, öylece deniz kenarında çakılıp kalmışız. Aradan yüzlerce sene geçmesine rağmen şimdi bile hâlâ son model arabalarla deniz kenarlarına gelip orada denize karşı ama arabalarda oturup müzik filan dinleyenler vardır. Ne yaparsın, bu bir kültürel süreçtir ve kültür satın alınarak edinilmez, yaşanarak öğrenilir ve elde edilir. Hatırayı anlatmaya devam ediyorum… Mehmet Beyin parası olmasa da arazilerini hiç düşünmeden verir sinemacı Ahmet Beye. Çünkü o arazileri alın teriyle kazanmamış, kendine babasından miras kalmıştır. Dolandırıcı Ahmet Bey sinemayı bu mirasyedi Mehmet Bey’e sattıktan sonra, Antalya’ya taşınır. Mehmet Bey ise sinemaya bir müdür tayin ederek, işletmeye başlar. Fakat almak için gittiği gün gördüğü o kalabalık müşteriden eser yoktur. Meğer bizim sahtekâr Ahmet Bey, müşterisi Mehmet Bey’in geleceği güne göre halka bedava bilet dağıtmıştır. Böylece sinemayı doldurarak, arazi zengini Mehmet Bey’i kandırmıştır. Bundan yaklaşık 40-50 sene önce bu tür dolandırıcılıklar meşhurdu böyle… Ama şimdiki gibi arazi yağmacılığı, gümrükten kaçak benzin, mazot geçirme, banka hortumlama, ihaleye fesat karıştırma gibi yöntemler pek bilinmiyordu. Yeni dolandırıcılık yöntemlerini görünce, insan eski dolandırıcıları “saf” gibi görüyor!..         Asst. Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım-Antalya