“Sizden söz çıkmayacağını biliyorum!”

“Sizden söz çıkmayacağını biliyorum!”

Çocuk hem sıkıntı  hem de nimettir...

“Yüzbaşının gözü önünde 14 askeri orada şehit olmuş. Kendisi de başından yaralanmış ancak ölmemiş.”   Rahmetli arkadaşım, Orhan Çam ile Antalya merkez adliyesini denetleme görevimizi bitirdiğimiz son gün, ben Serik ilçesi adliyesine o da Manavgat’a gitmek üzere hazırlık yaptığımız sıradaydı. Şimdi adını hatırlayamadığım, ak saçlı olarak aklımda kalan Antalya valisinin polisi, daha önce karşılıklı ziyaretlerimizi yaptığımız Vali Beyin ziyaretimize geleceğini haber vermesi üzerine “Buyursun, bekliyoruz” dedik. Daha önce görüştüğümüz hâlde, bu sürpriz ziyarete bir anlam verememiştik. On dakika sonra Vali Bey geldi. Kapıda karşıladık, ısmarladığımız çayları içerken Vali Bey; “Hem sizleri uğurlamak için hem de bir ricamı iletmek için rahatsız ettim” deyince her ikimiz birlikte teşekkür ettik. Bir süre konuştuktan sonra ben gösterdiği nezakete tekrar teşekkür ettikten sonra “ricanızı emir sayarız, merak ettim Vali Bey” dedim. Vali Bey; (kıdemli olduğum için, bana hitaben): “Müfettiş Bey bilmem ki nasıl anlatsam. Hâkim ve savcıları denetleyip sicil verdiğinizi biliyorum. Elinizdeki bir davayı yönlendirmek gibi bir teklifte bulunulmayacağını da biliyorum. Ama Serik’te tutuklu bulunan gazi bir yüzbaşının özel durumunu anlatmanızda bir sakınca olduğunu sanmıyorum. Bu subay dinleyici sıralarında otururken, hâkim, tabanca ile yaralama suçunu işlemiş bir şahsa, yasaya uygun olarak bir yıl hapis cezası verip onu da tecil ettiğini duyunca birden ayağa kalkmış. Hâkime ‘bu kadar az ceza verdiniz, bir de tecil ediyorsunuz, bu nasıl adalet ve bu nasıl hâkimlik!’ diye bağırarak hakaret etmiş. Duruşma savcısı da bu sözleri tutanağa geçirttikten sonra Hâkime, subay hakkında gereğini yapmak üzere tutanağın Savcılığımıza verilmesini ve subayın da tutuklamasını talep etmiş. Hâkim de hemen tutuklayıp subayı cezaevine göndermişler. Yapılan bu işlemde bir usulsüzlük olmadığını tabii ki ben de biliyorum, ancak bu subay …..’da terör örgütünün takibinde iken çok yorgun düşen erlere bir süre dinlenmeleri için emir verdiği sırada asker dinlenmeye geçerken teröristler bir anda yaylım ateşine tutarak 14 erimizi şehit etmiş. Yüzbaşının gözü önünde 14 askeri orada şehit olmuş. Yüzbaşı da başından yaralanmış. Çok ağır bir ameliyat geçirerek kafatasının bir bölümüne kürek kemiğinden parça alınmış. Şimdi bu subayın davranışını normal sayabilir misiniz? Ama şu anda cezaevinde tutuklu ve hakkında ‘hâkime hakaret’ suçundan kamu davası açılmış… Acaba hâkime telefon ederek subayın özel durumunu ve bir savaş malulü ve gazisi olduğunu anlatabilir misiniz? Bunu istirham edecektim.” DEVAMI YARIN