Karanlıkta lamba gibi olanlar…

Karanlıkta lamba gibi olanlar…

Kuş olup uçtu elimizden...

“Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikreden, karanlık bir evdeki lamba gibidir. Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikredene, Allahü teâlâ, Cennetteki yerini bildirir.”   Vehb Ebü’l-Behteri hazretleri Tebe-i tabiînden meşhur fıkıh ve hadîs âlimidir. Medine’de doğdu. Annesi dul kalınca, İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’la evlendi. Bu vesîleyle, ondan daha çok istifâde etmek imkânı buldu. İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretlerinin vefatından sonra yerine Kâd-ıl-kudât tayin edildi. 200 (m. 815)’de Bağdâd’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları: İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’tan işittim. O da babalarından rivâyet etti. Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), “Üç şey göze kuvvet verir, yeşilliğe, akarsuya ve güzel yüze bakmak” buyurdu. Yine İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’tan işittim. Rivayet etti ki: Resûlullah Efendimiz “Kim amel etmek üzere kırk hadîs-i şerîf ezberlerse, Allahü teâlâ o kimseyi âlim ve fakîhlerden kılar” buyurdu. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Ümmetimin amelleri, her cuma günü bana arz edilir, Allahü teâlâ, zinâ edenlere çok şiddetli gazap eder.” İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma) rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz geceleyin kalktığı zaman tekbir getirdi. Sonra şöyle buyurdu: “Allahım! Hamd sanadır. Sen göklerin yerin ve onlarda bulunanların Rabbisin. Sen haksın, sözün haktır. Vaadin haktır. Sana kavuşmak haktır. Cennet haktır. Cehennem haktır. Şefaat haktır. Allahım! Sana teslim oldum. Sana imân ettim. Sana güvenip dayandım. Senin için mücadele ettim. Sen Rabbimizsin. Dönüş sanadır. Yâ Rabbi! Sen, benim ilâhımsın. Senden başka ilah yoktur.” İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma) rivâyet etti. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikreden, karanlık bir evdeki lamba gibidir. Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikredene, Allahü teâlâ, Cennetteki yerini bildirir.” Yine İbn-i Ömer rivâyet etti: Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Kader hakkında konuşmayınız. Çünkü o, Allahü teâlânın bir sırrıdır.” Ebû Hüreyre (radıyallahü anhüma) rivâyet etti. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Süleymân’a (aleyhisselam) verilen (o kadar geniş) mülk, onda huşûdan başka bir şeyi arttırmadı. Rabbine olan huşûundan dolayı gözünü semâya bile kaldırmıyordu.” Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) rivâyet etti, Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Allahü teâlâ her çobandan, gözetmesini istediği şeyi muhafaza mı etti, yoksa zayi mi etti diye soracaktır. Hattâ kişiden çoluk çocuğunu da soracaktır.”