Sevabı en büyük ilim

Sevabı en büyük ilim

Hakiki Müslüman huzur içindedir...

“Allah indinde sevabı en büyük ilim, dinde fıkıh bilgilerini öğrenmek, helâl ve haram, emir ve yasak, nafile ve mendûb hükümlerini bilmektir.”   Ebû Ya’lâ Kazvînî hazretleri hadîs ve fıkıh âlimidir. İran’da Kazvin’de doğdu. 446 (m. 1055) yılında vefât etti. “Kitâb-ül-irşâd fî ma’rifeti ulemâ-il-hadîs” isimli eserinin başında şöyle demektedir: Allah indinde sevabı en büyük ilim, dinde fıkıh bilgilerini öğrenmek, helâl ve haram, emir ve yasak, nafile ve mendûb hükümlerini bilmektir. Bunlar öyle amellerdir ki, öğrenen, bilen ve yaşayanları Allahü teâlâya yaklaşmaya sebep olur ve âhırette güzel bir hayata ulaştırır. Kabrin fitnesinden ve Cehennem azâbından korur. Şûra sûresinin 22. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Îmân edip sâlih amel işleyenler ise, Cennet bahçelerindedir. Onlar için Rableri indinde ne isterlerse var. Bu nimetler mûminlere büyük ihsândır” buyurdu. Sonra Allahü teâlâ, kitabını her şeyi beyân etmek için inzal buyurmuştur. Onda nass olarak açıkladığı, icmali olarak beyân buyurduğu, Nebisinin (sallallahü aleyhi ve sellem) lisânı üzere keyfiyyetini beyân ettiği hususlar vardır. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) kavil (hadîs) ve fiil (sünnet) olarak meşrû kıldıkları hükümler de vardır ki, bunlar da tâbi olunacak şer’î hükümlerdir. Allahü teâlâ, Ahzâb sûresinin 21. âyet-i kerîmesinde, meâlen; “Andolsun ki, sizin için (Allahü teâlâdan sevap ve O’na kavuşmayı ve âhıret nimetlerini uman ve Allahü teâlâyı çok anan kimseler için) Resûlullahta güzel bir ihtida (uyulacak şeyler) vardır” buyuruldu. Âl-i İmrân sûresinin 132. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Allahü teâlâ ve Rasûlüne itaat edin ki rahmet olunasınız” buyuruldu. Nisa sûresinin 115. âyet-i kerîmesinde ise meâlen; “Bir kimse ki, ona doğru yol zâhir olduktan sonra Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) muhalefet edip, (itikâd ve amelde) müminlerin yolundan başkasına uyarsa, âhirette biz onu döndüğü tarafa çeviririz. (Dost olduğu küfür ve irtidâda ısmarlarız) ve Cehenneme atarız. Cehennem ise, ne fenâ bir yerdir” buyurulmuştur. Sahabenin, Tabiînin ve her asırdaki müminlerin icmâ’ından hükümler alınır ve icmâ’a muhalefet haram olur. Hâdiselerin hükümlerini beyân etmede temel olan bu üç delili (Kitap, Sünnet ve İcmâ’-ı Ümmet) aşan bir durum olursa, cenâb-ı Hak, bir imtihan olmak üzere ve hükmünde isâbet edenin ecrini nezdinde ziyâdeleştirmek için, o hâdisenin hükmünü âlimlerin ictihâdlarına sevk ve havale etmiştir…