Bu gençlik buna hasret

Bu gençlik buna hasret

Yorumu size bırakıyorum...

“Gülümseyen bir çehreyle ve beden diliyle ‘buyurun seni dinliyorum’ demek istedim. Ferahlamıştı…”   O gün dükkânıma bir müşterim geldi. Alışveriş için gelenle başka amaçla gelen müşteriyi anlamak zor değildi. O müşteri de önce alışveriş yapar gibi davransa da ben gözlerimi kendisine çevirip göz göze gelme anını beklemeye başladım. Biraz sonra gözlerini bana çevirdiğinde göz göze geldik. Gülümseyen bir çehreyle ve beden diliyle “buyurun seni dinliyorum” demek istedim. İçi biraz ferahlamıştı. O da gülümsedi ve dedi ki: “Kusura bakmazsanız ben buraya sizinle konuşmaya geldim” dedi. “Buyurun efendim, hoş geldiniz sefalar getirdiniz” Bizim kimlerden olduğumuzu, nereli olduğumuz vb. gibi birkaç özel soru sorunca anladım ki bizi araştırmakta. Saklımız gizlimiz yoktu. Çok şükür alnımız açık, yüzümüz paktı. Sorularına bütün samimiyetimizle cevap verdik. Her bir soruya aldığı cevap onun daha bir rahatlamasına sebep oluyordu… Nihayet bütün bu sorularının sebebi olan sadede yani asıl konuya geldi. Dedi ki: “Geçen bizim çocuklara bir kitap hediye etmişsiniz.” “Doğrudur biz müşterilerimize ve insanlara, gençlere birer vesile ile kitap hediye ederiz.” “Çocuklarda bir değişim başladı.” “Nasıl bir değişim?” “Namaza başladılar. Hâlleri hareketleri değişti.” “Efendim bu asil milletin mayası sağlam. Bu gençlik tertemiz pırıl pırıl bir neslin torunları… Ama gençlik bilgisiz bırakılmış. Onlar bu bilgilere çölde susuz kalmış insanın suya hasret kaldığı gibi hasret biliyor musunuz? Kitaplarımız onları işte bu yüzden mıknatıs gibi çekiyor. Onda ruhlarına gıda buluyor çocuklar, gençler… Ruhun gıdası olan öz bilgileri alıyorlar.” “Öyleyse size teşekkür ederim.” “Asıl çocuklarımızın istifade etmesine biz sevindik. Şu anki mutluluğumu anlatamam.” “Bir kişinin hidâyete ermesi güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha hayırlıdır” hadis-i şerifi geldi aklıma. Sonra büyüklerimiz… Bu kitapların basımında, cildinde, dağıtımında vb. emeği geçenler. Sonra müşterime bu kitapların ne emeklerle Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas alarak hazırlandığından bahsettim. Çocuklarına selam söyleyerek tanışmak istediğimi belirttim… Adam gönül rahatlığıyla ayrıldı… Aradan günler geçti. İki tane pırlanta gibi genç geldi dükkânıma. Dükkâna girip selam verdikten sonra kendilerini tanıttılar. Biri kız biri erkek çocuğuydu. Lise ve üniversiteye gidiyorlarmış. Allah anlayışlarını ve anlayışımızı artırsın…             T. Ufuk Acar-İstanbul