“O gün pişmanlık fayda vermez!..”

“O gün pişmanlık fayda vermez!..”

Çanakkale, denizden de geçilmez karadan da!..

“Hayatın devam ettikçe, fırsatı ganîmet bil! Zîrâ, şu ânda ne yaparsan kabul edilir. Yarın, özür kabul edilmez!..”   Muammer Bakkâl hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. 429 (m. 1038)’de Bağdad’da doğdu. 506 (m. 1112)’de orada vefât etti. Sık sık halîfe ve devlet adamlarına nasihatlerde bulunurdu. Bir defasında Selçuklu veziri Nizâm-ül-mülk’e şöyle nasihatte bulundu: Ey Vezîr-i a’zam, sen bu devlete vezîr oldun. Bu ümmetin hizmetçisi oldun. Seni Sultan Melikşah, bol şerefle vezîr eyledi. Dünyâda ve âhırette kendisine ortak kıldı. Dünyâda, müslümanların işlerini sana havale etti. O, âhırette, âlemlerin Rabbine bu makamdan dolayı hesap verecektir. Allahü teâlâ onu huzurunda durduracak ve buyuracak ki: “Seni beldelere hâkim kıldım. Müslümanların müşkillerini sana havale ettim. Sen, adâletin yerine gelmesi, ihsânın yapılması için ne yaptın?” Sultan da, herhalde şöyle diyecek: “Yâ Rabbi, devletimden, cesur, akıllı, faziletli ve ehil bir şahsı seçtim. Bütün vilâyetlerimi, kumandanlarımı, askerlerimi ve emniyet teşkilâtını onun emrine verdim. Âlimlerle onu takviye ettim. Onu her türlü mâlî imkânlarla destekledim. Yâ Rabbî! Kulların ve beldelerin hakkında ne yaptığını ona sor.” Senin diyeceğin en güzel cevap: “Evet, Müslümanların ve beldelerin idâresini üzerime aldım, insanlara ihsânlarda, ikramlarda bulundum. Kapılara kapıcılar ve yardımcılar koydum ki, benden adâlet isteyenler ve bana ihtiyâç için gelenler geri dönmesin.” Ey Vezîr! Sarayını mamur ettiğin gibi, kabrini de mamur et! Hayatın devam ettikçe, fırsatı ganîmet bil! Zîrâ, şu ânda ne yaparsan kabul edilir. Yarın, özür kabul edilmez. Ey Vezîr-i a’zam! Allahü teâlâ, Meryem sûresinin 90. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki: “Az kalsın, bunların edepsizce söyledikleri çirkin sözlerden yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacak.” Bu makamda lâzım olan, Allahü teâlâdan korkmak, O’na boyun eğmek, kalpten O’nun sevgisinden başka her şeyi çıkarmak ve oraya Allahü teâlânın hükmünü yerleştirmek lâzımdır. O günde, sıkıntılar büyük olur. Küçüklerin saçları ağarır ve melikler, vezirler azledilir. Fecr sûresi 23. âyetinde meâlen buyuruldu ki: “O günde insan (kâfir), günâhını hatırlar ve pişman olur. Lâkin o günde pişman olmanın faydası ne olur!” Yine Âl-i İmrân sûresi 30. âyetinde meâlen buyuruldu ki: “Kıyâmet günü her nefis dünyâda hayırdan ve şerden işlediği şeyi hazır bulur ve temenni eder ki: Keşke kendisiyle kötü amelin arasında uzak bir mesafe bulunsaydı.”