“Bu koku, cennet kokusudur!”

“Bu koku, cennet kokusudur!”

İslamiyet, çalışmaya engel değildir

İbrahim Gülşeni hazretlerinin oğlu Ahmed Hayali, babasından otuz yedi sene sonra vefat etti… İbrahim Gülşeni’nin türbesine defnedildi. Kabrini kazıyorlardı. Güzel bir koku yayıldı… Gönül ehli olanlar “Bu koku, cennet kokusudur” dediler. Birisi o kabre indi. Çıkıp şöyle anlattı: İbrahim Gülşeni’nin kabrini açtım. Aradan “otuz yedi” sene geçmesine rağmen cesedi, gömüldüğü gibi taptaze duruyordu… Selâm verdim. “Aleyke selâmullah!” diye cevap verdi. Ahmed Hayali’nin cesedini kabre koyup çıktım. Üzerimdeki bütün yorgunluk gitmişti. *** İbrahim Gülşeni hazretlerine bir gün talebeleri “Efendim, kabirdeki ölülerin azap veya nimet içinde oldukları bilinir mi?” diye sordular. “Bilinir” buyurdu. Ve şöyle anlattı: Allahü teâlânın sevdiklerinden biri, bir kabre uğradığında, kabirdekinin azap içinde olduğunu gördü. Aradan bir müddet geçtikten sonra tekrar aynı kabristana geldi. O kabre uğradı. Ve teveccüh etti. Önce gördüğü azabın kaldırılmış olduğunu gördü. Hayret ederek düşünceye daldı! O anda gaipten “can kulağı”na bir hitap geldi. Merak edip dinledi. “Bu mevtanın küçük bir çocuğu vardı, annesi onu Kur’ân-ı kerim  öğrenmeye gönderdi. Çocuk ‘Besmele’yi öğrenince babasının azabı kaldırıldı” diyordu.