Bu ümmetin en üstünleri

Bu ümmetin en üstünleri

Önce din bilgilerini öğrenmeli

“Kim kendisine bir yol tutmak isterse, Muhammed aleyhisselâmın Eshâbının yoluna girsin, onların izinden yürüsün.”   Muhammed Sünbâtî hazretleri Şâfiî fıkıh ve usûl âlimlerindendir. 653 (m. 1255)’de doğup, Kâhire’de 722 (m. 1322) yılında vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: Eshâb-ı kirâm, Peygamberlerden sonra ve meleklerden sonra mahlûkların en efdali, en üstünüdür. Nitekim Kur’ân-ı kerimde Allahü teâlâ çeşitli ayet-i kerimelerle bunu beyan buyurmaktadır. “Ey Resûlüm de ki: Allahü teâlâya hamd ve O’nun seçtiği kullarına selâm olsun” meâlindeki Neml sûresi 59. âyet-i kerîmesini Abdullah İbni Abbâs tefsîr ederken buyurdu ki: “Bu âyet-i kerîmede bahsolunan; Muhammed aleyhisselâmın Eshâbıdır. Allahü teâlâ, kullarının kalbine baktı, Muhammed aleyhisselâmın kalbini, kullarının kalplerinin en hayırlısı buldu. O’nu, kendisine Peygamber olarak seçti. Sonra kulların kalplerine baktı. Eshâbının kalbini, O’nun kalbinden sonra, kullarının kalplerinin en iyisi olarak gördü. Onları, O’nun arkadaşları olarak seçti. Kim kendisine bir yol tutmak isterse, Muhammed aleyhisselâmın Eshâbının yoluna girsin, onların izinden yürüsün. Vallahi onlar, bu ümmetin en üstünleri, kalbleri en temiz olanları, ilimleri en derin olanlarıdır. Onlar öyle bir topluluktur ki, Allahü teâlâ onları Muhammed aleyhisselâma Eshâb kılmış, O’nun yüksek sohbetinde bulunmayı, dînine yardım ediciler olmayı onlara nasip etmiştir. Öyleyse, onların faziletlerini biliniz! Onların yolunda bulununuz! Gücünüz yettiği kadar onların ahlâkını, güzel ve yüksek yaşayışlarını, kendinize nümune ve örnek alınız! Çünkü onrar, dosdoğru yol üzeredirler.” Eshâb-ı Kirâm (radıyallahü anhüm) arasında en üstün olanlar, Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) ilk önce îmân edenler, yani Muhacir ve Ensâr’dır (radıyallahü anhüm). Nitekim Hadîd sûresinin onuncu âyet-i kerîmesinde, Allahü teâlâ meâlen; “Mekke şehri alınmadan önce, din düşmanları ile harp edenler ve mallarını Allah yolunda harcayanlar ile, Mekke alındıktan sonra, bunları yapanlar, müsavî, eşit değildir. Birinciler elbette daha yüksektir. Allahü teâlâ, hepsine Hüsnâyı, yani Cenneti söz verdi” buyurdu. Feth sûresinin onsekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “Sana, ağaç altında ellerini uzatarak söz verenlerden Allahü teâlâ râzı oldu. Hepsini sevdi” buyurdu.