Meslek hastalığı olarak bilinen; beygirlerden, merkeplerden, tek tırnaklılardan, yakın münâsebette olanlara(seyislere, veterinerlere, hayvan bakıcılarına) geçebilen, nâdir görülen bir hastalık.
İlk olarak, 1773’te Osiander, ruamın insanlarda enfeksiyon yaptığını gösterdi. 1882’de Löffler, ruam basilini buldu. Etkeni: Malleomyces mallei’dir. Kaynağı: Hasta olan tek tırnaklı hayvanlar ve enfekte lezyonlardan çıkan enfeksiyondur.
Klinik Bulgular: Had şekli, yüksek ateş, titreme, kırgınlık, baş ve eklem ağrıları, halsizlik, bulantı, kusma gibi genel belirtilerle başlar. Etkenin deriden girdiği yerde kısa zamanda yara meydana gelir. Yaranın etrafı kızarır, ülserleşir, gangrenleşir. Etrafındaki lenf bezleri şişer. Kısa zamanda bütün göze, yüze yaralar bulaşır. Klinik seyri ağırdır, vücud direncini çok kırdığından tâli enfeksiyonlar gelişir, hastayı öldürebilir.
Müzmin şeklinin seyri, had ruama göre daha hafiftir.
Teşhis: Veteriner, seyis, hayvan bakıcılarında tipik klinik bulgular görülürse, ruam düşünülür. Kültür yapılarak ruam basili üretilebilir. Böylece hastalığın kat’î teşhisi yapılır.
Tedâvisi: Özel tedâvide, geniş tesir sahası olan antibiyotikler kullanılır. Genel tedâvide, yaralara kuvvetli antiseptiklerle pansuman yapılır. Vücuttan su ve elektrolit kaybına dikkat edilir. Bütün eşyâları ve odası sürekli olarak ve aynı zamanda, iyileştikten sonra da dezenfekte edilir.
Korunma: Birçok ülkelerde hastalığın ihbârı mecbûrîdir. Hastalar U.H.K. (Umumî Hıfzıssıhha Kânunu) madde 73’e göre zorunlu olarak tecrit edilir. Aynı kânunun 78. maddesine göre, ruam kültürleri devlet kontrolünde olan laboratuarlarda bulundurulabilir. Tecrit süresince ve tecritten sonra tam dezenfeksiyon yapılmalı; hasta hayvanlar itlaf edilip, öldürülmeli veya veterinerlerce tedâviye alınmalı; hayvan bakıcılar bu konuda eğitilmeli; ruamlı hayvanlar karantinaya alınmalı; kadavralar yakılarak yok edilmelidir.