“Hakem Bey siz misiniz?”

“Hakem Bey siz misiniz?”

Hastalığı kendi üzerine çekti!..

“Senin taraflı davrandığını tespit ettik. Bundan sonra bizim maçlarımıza çıkmanızı istemiyoruz!..”   Polemik olmaması için isim vermeden anlatacağım. 1970’li yıllardı. Balıkesir’de ikinci ligde bir maç oynanırken bir futbolcumuza kırmızı kart gösterdi hakem. Futbolcumuz birkaç maç ceza aldı. O zaman o futbolcumuz, bir adam değil, üç adam gibi etkili oynuyordu. Çünkü karşı takımdan onu durdurmak için üç tane adama ihtiyaç vardı. Bu duruma çok üzüldüm. Maçtan iki gün sonraydı. Bir çiçek yaptırdım. Hakemin evine gittim. Kapıyı çaldım. Pijamayla dışarı çıktı. Selam verdikten sonra sordum: “Hakem Bey siz misiniz?” Dedi “evet” benim. “Bu çiçeği size getirdim. İçinde de not var. İyi günler diliyorum.” “Çiçeği verdim, teşekkür etti. Oradan ayrıldım. Notta kendi ismimi de yazarak şöyle demiştim: “Hakem Bey, biz sıkıntılarla bu sporu yüceltmeye çalışıyoruz. Bizim öyle bir çocuğumuzu beş hafta cezalandırdın ki, onu aldığın zaman biz yedi kişi kalıyor gibi oluyoruz. Senden bir ricamız var. Bize yardım etme ama senin taraflı davrandığını tespit ettik. Bundan sonra bizim maçlarımıza çıkmanızı istemiyoruz.” Başka bir şey yapmadım, döndüm. Beni Futbol Federasyonuna çağırdılar. Futbol Federasyonu Başkanının odasına girdiğimde baktım ki o zamanlar Millî Takım Teknik Direktörü ve Galatasaraylı eski futbolcu olan arkadaş devamlı surette bana bakarak kaşını kaldırıp işaret vermeye çalışıyordu. Ne demek istediğini yorumladım içimden: “Sana bir şey soracaklar, kabul etme inkâr et!” demek istiyordu. Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı dedi ki: -Siz hakemi tehdit etmişsiniz. “Hayır tehdit etmedim, sadece rica ettim. Çiçek yaptırıp evine götürdüm.” Başkan dedi ki: “Bu sebeple takımınızı cezalandırırım.” Dedim ki “Hayır cezalandıramazsın. Çünkü ben takımın üyesi de değilim, yöneticisi de.” Bu arada bana kaş-göz eden arkadaşıma döndüm dedim ki: “Hakem Bey nerededir? Ben o gün onu pijama ile gördüğüm için hatırımda yoktur.” Bir kıpırdanma oldu. Baktım kenarda ilişmiş duruyor. Kalktım ayağa ona dönerek dedim ki: “Sen şimdi benden şikâyetçi oldun. Oysa ben seni tehdit etmedim.” “Ben tehdit etti” demedim ki: “Tehdit nasıl olur biliyor musun? Bizim maçlara çıkarsan ve biz bir kazaya uğrar da yenilir isek o zaman senin ardından bunlar sana çiçek yollar. Ben sana hakemlik yapma demedim, bize gelme dedim.”           Selim Yavuz Can-İstanbul