Kafatası içinde beynin alt ve arka kısmında, iki yanı şişkin, ortasında bir çıkıntı olan yapı. Beyinciğin vücutla olan münasebeti, beyin-vücut münasebeti gibi çapraz değildir. Beyinde sol yarım küredeki merkezlerden, sağdaki organlar; sağdaki merkezlerden ise, soldaki organlar yönetilir. Dolayısıyla beynin bir tarafında çıkan afet (rahatsızlık) vücudun karşı tarafında arızalara yol açar. Halbuki beyinciğin sol tarafında meydana gelen arızalar, vücudun sol tarafında; sağ tarafındaki arızalar ise, sağ tarafta belirtisini gösterir.
Beyincik, kısaca vücudun denge kontrolorüdür. Bu denge, vücutta cereyan eden motor faaliyetler ve bu faaliyetleri yapan dokuların ahenkli bir şekilde işlenmesini sağlar. Denge, bilhassa yürüme esnasında sağlanır. Ayrıca, ayakta durmayı sağlayan reflekslerin (proprioseptif) üst merkezi, beyinciktir. Motor fonksiyonları (hareket fonksiyonları) iradeli, düzenli yapılır. Ayrıca peşpeşe yapılan takip hareketleri (bir adımın öbürünü takib etmesi) beyincik sayesinde mümkün olur.
Beyinciği hasta olan kişi ayakta zor durur, iki tarafa sallanır, başı döner, düşmemek için ayaklarını yanlara açar, ölçüsüz sallanarak yürür. Gözlerinin kapanması dengesizliği arttırmaz. Bir maksatla yapmak istediği hareketleri istemsiz ve düzensiz yapar. Birbiri ardına yapılan hareketleri de tam yapamaz. Uzun müddet aynı halde durabilir ve adale gerginliği azalmıştır. Dururken ve hareket ederken vücut ve gözlerde titremeler olur. Beyin kanamaları, doğum esnasındaki travmalar, darbeler, beyin yumuşaması, çıbanlar ve ur sebebiyle de olabilir. Ayrıca, sıtma, tifo, romatizma, frengi, verem gibi hastalıklarda, alkol, üremi gibi zehirlenmelerde de bu belirtiler görülebilir. Beyincik hastalıklarının tedavisi, sebeplerine göre yapılmalıdır.