Yemen velîlerinden. İsmi Ferec bin Abdullah, künyesi Ebü’s-Sürûr en-Nûbî’dir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. Mîlâdî on dördüncü yüzyıl başlarında Yemen’in Cünd şehrinde vefât etti. Kabri başında yapılan duâlar kabûl olmaktadır.
Ferec bin Abdullah, evliyânın büyüklerinden Şeyh Îsâ el-Hattâr hazretlerinin terbiyesinde yetişti. Güzel halleri ve kerâmetleri görüldü. Hocasının vefâtından sonra El-Cünd şehrine yerleşip vefâtına kadar burada kaldı. İnsanlara ilim edep ve güzel ahlâk öğretti. Muhtaçların himâyecisi oldu.
Zamânında Murgam es-Sûfî adında talebelerinden olan hal sâhibi bir zât, Yemen Sultânı Mesûd’un huzûruna çıkmıştı. Sultan ile aralarında bir anlaşmazlık oldu. Neticede o zât sultanın zarar vermesinden korkup kaçtı. Sultan da ona kızmasından dolayı o beldede sûfî görünüşünde elbise giyilmesini yasak etti. Bu şekilde elbise giyenleri de cezâlandırdı.
Sultan bir gün avlanmak için çıkmıştı. Yolda sûfî elbisesi giymiş Ferec bin Abdullah hazretlerine rastladı. Bu hâle çok kızdı. Adamına emredip, öldürmek için fili onun üzerine sürmesini emretti. Bu emir üzerine fili, Ferec bin Abdullah hazretlerinin üzerine sürdüler. O sırada Ferec bin Abdullah:
"Yâ Rabbî! Sen bilirsin." diye duâ etti.
Bunun üzerine fil âniden ölü olarak yere yuvarlandı. Sürücüsü de etrâfa savrulup baygın düştü. Hâdiseyi gören Sultan Mesûd bunun velî bir zât olduğunu anlayıp derhal atından indi. Başını açtı. Şeyh Ferec hazretlerine doğru edeb ile yöneldi. Özür dileyip elini öptü ve yaptığından utanıp, af diledi. Şeyh Ferec hazretleri onun bu hâli üzerine:
"Allahü teâlânın yolunda olan kimselere zarar verme. Onlara karşı gereken hürmet ve edebi gözetmen iyi olur." buyurdu.
Sultan da; "Peki efendim." deyip bundan sonra sûfîlerle uğraşmadı.
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.234