13.04.2015
Sual: Emekli bir asker, (Beni dinci diye bir üst rütbeye terfi ettirmeden emekli ettiler. Evet dinciliğim vardı, ama namaz kılmayı öğrettiğim bir arkadaşım, Mustafa Kemal’e yapılan hakarete inandığını söyleyince, ona kızıp namazı bıraktım) diyor. Birine yapılan hakaretle, namazı terk etmek yanlış değil mi?
CEVAP
Emeklinin yaptığı çocukça bir şeydir. Ben çocukken, anneme, (Bana şeker vermezsen namaz kılmam ha!) derdim. Sanki namazı annem için kılıyormuşum gibi. Biri, sevdiğimiz birine hakaret etse, namazı mı terk edeceğiz? Biz namazı Allah için mi kılıyoruz, yoksa bize hakaret eden insanlar için mi? (Gâvura kızıp oruç yemek) diye bir atasözü var. Başkalarına kızıp, namazı bırakmak veya orucu bozmak, başkasına kızıp intihar etmek gibi bir şeydir.
Türkçede -ci, -cü, -cı, -cu ekleri isim ve sıfat üreten bir ektir. İsim olarak, sütçü, balıkçı, şarkıcı gibi o işin ticaretini yapan kimseye denir. Sıfat olarak pilavcı, esrarcı, yakıcı, yıkıcı, bölücü gibi kelimeler, o şeyi yiyene ve o işten zevk alana denir. Dinci ve İslamcı gibi kelimeler de bunları andırıyor. Bunlar da sanki dini yiyip bitirmekten zevk alan veya onun ticaretini yapan kimseler gibidir. Acaba emeklinin dinciliği de böyle bir şey mi ki?